DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“2 DU”, “1 ÂMİN!..”
(“6 Ok’çuları” Haşlama, Mısra-Mısra Taşlama)* “Bana (hâlis kalb ile) duâ ediniz. Duânızı kabul ederim.” (Kur’ân-ı Kerîm; Mü’min Sûresi, âyet 60)
* “Ey îmân edenler!.. Sizden olmayanları dost edinmeyin!.. Sizi şaşırtmakta kusur etmezler, işlerinizin sarpa sarmasını arzu ederler. Görmüyor musunuz buğzları ağızlarından taşmakta… Sînelerinde gizledikleri ise daha büyüktür.”(Kur’ân-ı Kerîm-Âl-i İmrân Sûresi, âyet 118’den)
* “Onlar küfür ile îmân arasında bocalayıp dururlar. Ne bunlara (müminlere) ne de şunlara (kâfirlere) bağlanırlar. Allah, kimi saptırırsa ona asla bir çıkar yol bulamazsın.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 143)
* “Doğru yol gösterildikten sonra Peygamber aleyhisselâma uymayan ve îmânda ve amelde mü’minlerden ayrılan kimseyi küfr ve irtidâdda bırakır ve Cehennem’e atarız. O Cehennem, çok kötü bir yerdir.” (K. Kerîm-Nisâ Sûresi, âyet 104)
* “Ey îmân edenler; Yahûdî ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğunu doğruya iletmez.” (K. Kerîm-Mâide S. âyet: 51)
* “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahûdîler ve ne de Hıristiyanlar, asla senden râzı olmazlar.” (K. Kerîm; Bakara Sûresi, âyet: 120’den)
* “Zulmedenlere meyletmeyin (yakınlık göstermeyin) ki, size ateş dokunur ve Allah’tan başka dostlarınız da yoktur, sonra kurtulamazsınız” (K. Kerîm; Hûd Sûresi, âyet 113)
* “Onlara, ‘Kâfirlere inanmayınız!’ dediğim hâlde, onlar kâfirlerin sözleri ile hareket ediyorlar. Şeytân onları aldatıyor.” (K. Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 59)
* “Cihâd, zulmedenlere ve zâlimlere karşıdır.” (Kur’ân-ı Kerîm-Hac Sûresi, âyet 39-40’dan)
* “Allah’ın lâneti, zâlimler üstüne olsun!.” (Kur’ân-ı Kerîm; A’râf Sûresi, âyet 44’den)
* “Muhakkak Allah, (…) zulmedenleri ne bağışlar, ne de doğru bir yola eriştirir.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 168)
* “Ey îmân edenler! Eğer kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, sizi îmânınızdan çevirirler, kâfir ederler!.” , “İçinizden iyi ve yararlı olana dâvet eden, doğru olanı emreden bir topluluk çıksın. İşte gerçek kurtuluşa kavuşanlar onlardır.”, “Siz Müslümanlar; insanlığın iyiliği için çıkarılmış bir topluluksunuz, doğru olanı emreder, eğri olandan insanları sakındırırsınız.”, “Ey îmân edenler! Sizden olmayanları dost edinmeyin! Sizi şaşırtmakta kusur etmezler, işlerinizin sarpa sarmasını arzu ederler. Görmüyor musunuz buğzları ağızlarlından taşmakta…” (K. Kerîm; Al-i İmrân Sûresi, âyet 100, 104, 110, 118)
* “…Allah’ın insanları birbiriyle önlemesi olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulup gitmişti.” (K. Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 251’den)
* “Sakın hâinlerin savunucusu olma!..” (K. Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 105’den)
* “Sakın yeryüzünde fesâd çıkarma. Doğrusu Allah, fesâd çıkaranları sevmez.” (K. Kerîm; Kasas Sûresi, âyet 77’den)
* “…yeryüzünde fesâd çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da bulundukları yerden başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyâda onlar için bir zillettir. Âhirette ise onlar için büyük bir azab vardır.” (K. Kerîm; Mâide Sûresi, âyet 33’den)
* “Doğru yol gösterildikten sonra Peygamber aleyhisselâma uymayan ve îmânda ve amelde mü’minlerden ayrılan kimseyi küfr ve irtidâdda bırakır ve Cehennem’e atarız. O Cehennem, çok kötü bir yerdir.” (K. Kerîm-Nisâ Sûresi, âyet 104)
* “İçinizden kim irtidâd eder de kâfir olarak ölürse, yaptığı (iyi) işler dünyâda da âhirette de boşa gitmiştir. Onlar o ateşin (Cehennem’in) arkadaşlarıdır. Onlar orada (bir daha çıkmamak üzere) ebedî (sonsuz) kalıcıdırlar.” (K. Kerîm-Bakara Sûresi, âyet 217)
* “Onlara, ‘Kâfirlere inanmayınız!’ dediğim hâlde, onlar kâfirlerin sözleri ile hareket ediyorlar. Şeytân onları aldatıyor.” (K. Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 59)
* “Kâfirlerin hepsine Cehennem azâbını, çok acı azâbları hazırladık.” (K Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 151)
* “Şüphe yok ki münâfıklar, Cehennem’in en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.” (K. Kerîm; Nisâ Sûresi, âyet 145)
* “Ey münâfıklar! Allahü teâlâ sizi kendi hâlinize bırakmaz. Hâlis mü’minleri münâfıklardan ayırır.” (K. Kerîm; Âl-i İmrân Sûresi, âyet 179)
* “Güzel bir söz; kökü yerde sabit, dalları semâda olan güzel bir ağaç gibidir. Yemişlerini Rabbinin izniyle her zaman verir. Habîs (kötü) bir söz de yerinden sökülmüş, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer.” (K. Kerîm; Tibyân Tefsîri-İbrahim Sûresi, âyet: 24-26)*
“Habîs söz söylemek, habîs adamlara lâyıktır. Habîs adamlara, habîs kelâm yakışır.” (K. Kerîm- Mevâkib Tefsîri; Nûr Sûresi, âyet: 26)
* “Îmân etmedikçe Cennet’e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek mânâda îmân etmiş olamazsınız!”, “Îmânın temeli ve en kuvvetli alâmeti, Müslümanları sevmek ve Müslümanlara düşmanlık edenleri sevmemektir.” , “İnsan, dünyâda kimi seviyorsa, âhirette onun yanında olacaktır.”, “Kim kendini bir kavme benzetirse, onlardandır”, “Bir adam; ‘Yâ Resûlallah! Kıyâmet gününde kâfir yüzüstü nasıl haşr edilecek?’ diye sormuş, Resûlallah Efendimiz; ‘Onu dünyâda iki ayağı üzerinde yürüten, Kıyâmet Gününde yüzüstü yürütmeye kadir değil midir?’ diye buyurmuştur.”, “Üzerinize âmir tayîn edilen Müslüman, her kim olursa olsun, harâm ile emr etmedikçe, ona itâat ediniz! Harâm olan emirlerine itâat etmeyiniz!”,
“Mü’minin din kardeşi için, arkasından yaptığı hayır duâ kabul olur. Bir melek, ‘Allah, bu iyiliği sana da versin’ Âmin!’ der. Meleğin duâsı red edilmez.”, “Ümmetimin günâh işlemeyen gençlerinin duâları kabul olur.”,
“Beş vakit farz namâzdan sonra yapılan duâ kabul olur.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve selem”)
* “Zâlim kimseleri, âdil diye medh edenin ve din düşmanlarının ölüsüne, dirisine duâ edenin îmânı gider.” (H. Hilmi Işık “r. aleyh”; Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye)* “Kötülere acımak, iyilere zulümdür. Zâlimleri affetmek, mazlumlara zulmetmektir.”
(Şeyh Sâdi Şirazî)* “İyilik yapmak iyidir. Fakat en tehlikelisi, kötülüğe alet olmaktır. (Dr. Enver Ören; Sohbetler: 14.11.1993)
* “Ey müminler, size ellerinden gelen fenalığı yapmaktan çekinmeyen, bu hususta hiçbir fırsatı kaçırmayan, dininize yabancı kimseleri kendinize mahrem-i esrar dost, arkadaş ittihaz etmeyiniz. Bunların suret-i haktan görünerek size güler yüz göstermelerine, hayrınızı ister gibi tavırlar takınmalarına asla kapılmayınız. Onların gece gündüz isteyip durdukları sizin felâketinizden, izmihlâlinizden, esaretinizden başka bir şey değildir. Baksanıza, size karşı kalplerinde besledikleri düşmanlık o kadar dehşetli ki, bir türlü zapt edemiyorlar da ağızlarından kaçırıyorlar. Hâlbuki yüreklerinde kök salmış olan husumet, ağızlarından taşan ile kabil-i kıyas değildir, ondan çok fazladır, çok şiddetlidir. Bu âyet-i celile, Sûre-i Âl-i İmrân 118’dedir.” (Bkz:
Mehmet Âkif ve Safahat-Tercüman Gazetesi Yy. İstanbul 1986, s. 136-138’den)
* “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”/
Olmaz ya… tabi… biri insan, biri hayvan!/Öyleyse cehâlet denilen yüz karasından
/Kurtulmaya azmetmeli baştanbaşa millet/Kâfi mi değil yoksa, bu son ders-i felâket!”
(M. Âkif Ersoy) * “Kılavuzu karga olanın, burnu b..ktan kurtulmaz.”
(Türk Atasözü)*
“Müslüman’a asla dost olmaz şu Batı/Unutmayın; Mayıs’ı, Eylül’ü Şubat’ı!..” (Ekrem Şama-Millî Gzt. 19.08.2013, s. 14)
* “Dünyâmızı sorma; hem yeter, hem yetmez/Alçakları var, tartmaya dirhem yetmez!..”
(Â. Nihat Asya-Rubâiyyât/2)* “İnkârı mümkün olmayan gerçek, şu anda Hıristiyan Batı dünyası ve diğer Türkiye düşmanları, Siyonizm’in emrinde 17. Haçlı Seferini başlatmıştır. ” (Mustafa Necati Özfatura-Türkiye Gazetesi; 28.04.2017, s. 14)
* “
Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir…”, “ Mutlak hakikat Allah’tır.”, “…şiirin gâyesi, ilk dayanak ve çıkış noktası olarak din temeline muhtaçtır. Şâir, madde değil de mânâ hâlinde câmi kapılarının önünü dolduran Allah dilencilerinin en güzelidir.” (N. Fâzıl Kısakürek-Çile; s. 372, 373, 387’den.)
* “Şâir, milletin göğsünde kalbi gibidir; şâiri olmayan bir millet, bir yığın topraktır.” (M. İkbal) * “Şiiri olmayan bir dâvânın, başarı şansı yoktur.”
(Suphi Saatçi-Kerkük Güldestesi) *
“Allah, şiiri hak yolunda kullananlardan râzı olsun!” (Prof. Dr. Cevat Akşit-Millî Gazete; 27.04.2017, s. 9
) aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere,
“Türkiye Gazetesi Yazarı Sn. Süleyman Özışık”; oldukça dikkat çekici, araştırmaya dayalı siyasî yazılar kaleme almakta ve sevenlerinin gönlünde âdeta “
taht kurmaya” devam etmektedir.Bu yazılarından biri de, 06.01.2020 tarihinde neşredilmiş makâlesidir ki,
Sn. Özışık’ın bu köşe yazısı
“Allah Sizi Selahattin Demirtaş ile Haşretsin!” başlığı altında yayınlanmış bulunmaktadır.“
Süleyman Bey Kardeşimiz” bu yazısında,
“CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu”nun, şehîd haberlerinin alınmasının hemen akabinde kameralar karşısına geçip “
Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını” talep ettiğinden bahisle, 15 Temmuz şehîd yakınlarından bir grup ile Antalya’da yaşadığı hadiseleri dile getirmekte ve onların acıları üzerine bu ve benzeri sözlerin âdeta tuz-biber ektiğini vurgulamakta ve sonrasında ise bu yürekleri dağlıların
Kılıçdaroğlu’na hitâben;
“-Allah bizim ciğer acımızı size yaşatsın. Allah size evlât acısı, eş acısı yaşatsın ve iki cihânda yüzünüzü güldürmesin!..” diye “
kargış”ta bulunduklarını belirtmekte ve nihayetinde de sözü şu cümleler ile noktalamaktadır:“Ve ben onların bu dileğine bütün yüreğimle, bütün benliğimle ‘
Âmin!’ diye karşılık veriyorum.
‘Allah sizin cezanızı yarınlara bıraksın ama Kıyâmet Gününe bırakmasın. Sizi o çok sevdiğiniz Selahattin Demirtaş ile haşretsin inşallah!..’ diyorum. Âmin!..”
aygıdeğer Okuyucularımız!..“
PKK Terörü” yüzünden bir “
asker oğlu”nu “
şehîd” olarak toprağa vermiş bir baba olarak ben de o “
Şehîd Aileleri”nin ve Sn. “
Süleyman Özışık” Bey Kardeşimizin duâlarına aynen
“Âmin!” diyor ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısraları da
Siz Saygıdeğer Okuyucularımız ile paylaşalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = * = = = “2 Duâ”, “1 Âmin!..”; şâhid “yer-gök”, “arş-zemin”;“Süleyman Kardeş” yazdı, ben de katıldım demin;“Duâlar kabul olur”, “isteyen” olsun emîn!..Rabbim “Duâ et” diyor, “Ben icâbet ederim…”;“…Duâ kıymettir size”, imza: “Rabbül’âlemîn…” “2 Duâ”, “1 Âmin!..”; nice tahtlar devirdi, Nice “baht-ı kara”nın, talihini çevirdi; “Gıyâbda olan duâ”, aynen/tıpkı zikirdi!.. Rabbim “Duâ et” diyor, “Ben icâbet ederim…”;“Süleyman Kardeş” yazdı, çok güzel bir fikirdi!.. “2 Duâ”, “1 Âmin!..”; “İlâhi bir terazi”;Nice “kalbi çevirmiş”, yere batmış arazi;“PKK’ya yan çıkan”, “siyasetin marazı!..”Rabbim “Duâ et” diyor, “Ben icâbet ederim…”;“Yer-gök ehl-i imânlar”, bu “duâdan” hep râzı!.. “Acılara gülen”in, “başına acı” gelsin; “Konu-komşu” toplansın, “kardeş ve bacı” gelsin;Yarın “Mahşer Günü”nde, “Cehennem tacı” gelsin!..Rabbim “Duâ et” diyor, “Ben icâbet ederim…”;“İlletlerden” inlesin, koşsun “utacı” gelsin!.. “Kişi sevdiği” ile, “haşrolacak O Gün”de; “Apo” ile “Demirtaş”, başı çeker “düğün(!)”de; Bunlara “Yalan” diyen, şaşacak “öldüğü”nde!..Rabbim “Duâ et” diyor, “Ben icâbet ederim…”;“Îmân”dan nasip yoksa, “mikrop” vardır “sütü”nde!.. KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, haykır “Süleyman Kardeş”;“Îmân-itikâd” yoksa, “tümör” olmuş “fikri” deş;“Şekli insan”dır ammâ, mânen “hınzır”laşmış leş!..Rabbim “Duâ et” diyor, imza: “Rabbül’âlemîn…”“2 Duâ”, “1 Âmin!..”; şâhid “yer-gök”, “arş-zemin!..”