DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“..5O”YE VARSAM DA, “..30”A ERMEM!..(Bir “Tefekkür”ün ardından): aygıdeğer Okuyucularımız!..Yaklaşmakta olan “
Kurban Bayramı” vesilesi ile mahallemiz kabristanlığı olan “
Çentoğlu/Derebahçe Mahallesi Mezarlığı”nda, şöyle bir “
çevre temizliği” yapayım dedim bir başıma.Okumalarımın ardından; dikenleri, yabani otları kesip atarken; çiçekleri ayıklayıp çapalarken bir taraftan da derin derin düşündüm/tefekkür ettim. Hicrî ve milâdî seneye göre kendimce bir değerlendirmede bulundum; sonra da bir kanaate eriştim ki
“...50’ye varsam da, ‘..30’a ermem!” zâhir diye içimden geçirdim.Ardından da ilk kalem-kâğıtla buluşmamda ortaya aşağıda okuyacağınız mısralar çıktı; diyorum ve bu şiirimizle de
Sizleri başbaşa bırakalım istiyorum. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =“..50”ye varsam da, “..30”a ermem; “İçimden bir ses” var, bunu söylüyor!..“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; “Annem-Babam-Ablam”, “Gel!.. Gel!..” eyliyor; “Bir mezarlık yer”i, kimseye vermem!.. “Hacı Babam” öyle, “kurulmuş başta”;“Temel: ..89”, yazıyor “taşta”;“Annem: Gülbahçe”de, tam “orta yaşta!..”“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; “O: Gonca toplar”ken, ben “diken dermem!..” “Ayşe Ablam: Garip”, yaşadı-öldü; “Anne”yle “Baba”mın, arasın böldü; “Kış günü” ranzası, altı bir göldü!..“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; “Kocası: Hayırsız/Yaramaz döldü!..” “Ahmet Abim: Uzak”, “Yeğen”le yatar; “Belediye mezar”, yol ile katar; Ne “çiçek-taş”ı var, ne göze batar!..“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; Ne “mezar bekçisi”, bir kürek atar!.. “Dayı-Yeğen” öyle, bir karışmışlar; “Rahmet koşusu”nda, bi yarışmışlar; “Meleklerle” candan, hep barışmışlar!..“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; “Hasan-Hüseyin”le, tez görüşmüşler!.. “Dayılarım” orda, “arkadaşım” var, “Konudan-komşudan”, kaç “sırdaşım” var; “Ali Buyrul” yakın, tek “adaşım” var!..“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; “Gönülden gözüme”, akan “yaşım” var!.. “Firdes Ana” orda, “Ömer Enişte”;“Bilâl Hoca” orda, yüce ermişte; “Fahri”nin yeri var, tam da girişte!..“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; “Dön-dolaş-ye-iç-gez”, akıbet işte!.. KAYIKÇ’Ali der ki, bu bir “kitâbe”;“Evlâd-u ıyâl”e, son bir “hitâbe”;“Ahdım Mekke” idi, bir daha “Kâbe!..”“Torundan torun”u, ben mutlak görmem; “Rızık”lar ayrılmış, o kadar “vâde!..”