BÖYLESİ BİR “CÖMERT”E, BU NASIL “CİMRİLİK”TİR?.. (Bir “tefekkür”, 10 “sevinç”): * “Hiç düşünmez misiniz?” (Kur’ân-ı Kerîm; En’âm Sûresi, âyet 50),
“Umulur ki tefekkür edersiniz!” (Bakara Sûresi, âyet 266),
“Resûlüm de ki: Kulluk ve yalvarmanız, duâ etmeniz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!” (Furkân Sûresi, âyet 77).
* “De ki: (…) Her mescidde yüzünüzü kıble tarafına çevirin ve dinde samimi olarak O’na ibâdet edin!”, “Ey âdemoğulları! Her mescid huzurunda namâz kılacağınız zaman….” (Kur’ân-ı Kerîm; A’râf Sûresi, âyet 29, 31’den)
* “Sübhânelleziy esrâ bi’abdihî leylen minelmescidilharami ilelmescidil’aksalleziy…” (“Kulu (Muhammed sallallahü aleyhi vesellemi) bir gece Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübârek kıldığımız Mescîd-i Aksâ’ya… götüren Allah…”) (K. Kerîm; İsrâ Sûresi, âyet 1’den)
* “Ey îmân edenler!.. (…) Beyt-i Harâm’a doğru gelenlere sakın hürmetsizlik etmeyin! (…) Sizi Mescid-i Harâm’dan alıkoydular diye…” (K. Kerîm; Mâide Sûresi, âyet 2’den)
* “…secde et ve (Allah’a) yaklaş!..” (K. Kerîm; Alak Sûresi, âyet 19’dan)
* “Allahü teâlânın ihsân ettiği malın zekâtını vermeyenler, iyi ettiklerini, zengin kalacaklarını sanıyorlar. Hâlbuki kendilerine kötülük yapmış oluyorlar. O malları, Cehennem’de azâb âleti olacak, yılan şeklinde boyunlarına sarılıp, baştan ayağa kadar, onları sokacaktır.” (K. Kerim; Âl-i İmrân Sûresi, âyet 108)
* “Malı, parayı biriktirip, zekâtını, Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azâbı müjdele! Zekâtı verilmeyen mallar, paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sâhiplerinin alınlarına, böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır.” (K. Kerîm; Tövbe Sûresi, âyet 134-135)
* “Allahümme bârik lenâ fî recebe ve şa’ban ve belliğnâ ramazân (Allah’ım! Bize Receb ve Şabân’ı hakkımızda mübârek kıl ve bizi Ramazân’a kavuştur!..), “Sen, Receb ayının birinci, onbeşinci ve sonuncu günleri oruç tut! Hepsini tutmuş gibi sevâbına kavuşursun. Çünkü sevâblar on misli ile yazılır. Fakat, Receb-i şerîfin ilk Cumâ gecesi (Regâib Kandili)’nden gâfil olma!..”, “Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikrâm edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyâda ve âhirette ikrâm eder.” (Hz. Muhammed)* “Zekât niyeti ile az bir miktar vermek, dağlar kadar altunu sadaka vermekten kat kat daha sevâbdır.”
(İmâm-ı Rabbânî “k. sirruh“)
* “Araştırmaya göre; dini hassasiyeti en zayıf yaş aralığı 18-25 olurken, 5 vakit namâz kılanların oranı yüzde 24, Cumâyı kılanların oranı yüzde 31, hiç namâz kılmayanların yüzdesi ise 18, oruç tutanların oranı yüzde 52, zekât veya sadaka verenlerin oranı yüzde 65” (
Mak Danışmanlık/Türkiye Gazetesi, 13.07.2015, s. 12)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Daha önce de belirttiğimiz üzere; milâdî takvimler 23 Ocak’ı gösterirken rûmî takvimler ise “
mübârek üç aylar”ın habercisi olarak “
1 Receb 1444”ü hâtırlatmış ve
Peygamberimiz Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”in yukarıda “serlevha” hâlinde sunduğumuz mübâret sözlerini akıllara getirmiş ve
Kur’ân-ı Kerîm’in uyarılarına dikkat çekmemizi sağlamış ve yıllar önce (11.06.2017’de) yayınlanmış bir köşe yazımızı hâtırımıza getirmiştir.Diyoruz ve de bu yazımızla
Sizleri başbaşa bırakalım istiyor ve dahi “
Regâib ve
Mirâc Kandillerinizi” şimdiden tebrikler eyliyor, “
mübârek olsun,
Rabbimiz sağlık ve âfiyetler ihsân eylesin” diyoruz.Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =“
Süper zengin” bir kimse bize; “
Sana her gün için 24 altun vereceğim. Yalnız 2 şartım var: Bu altunları aynı gün içerisinde elden çıkaracaksın. 23 altunu istediğin yere harcayabilirsin. Sâdece bana bunları nereye harcadığının hesabını verecek, 1 altunu ise ancak benim istediğim şekilde kullanacaksın!” dese, mutlaka kabûl ederiz değil mi?..Yine aynı kimse bize; “
Bundan ayrı olarak sana her yıl için de 100 altun daha vereceğim. Bu altunlar için de yine 2 şartım olacak. Birincisi, bu altunlardan 97,5 altunu kendin için ömür boyu kullanabilir, istediğin şekilde tasarruf edebilirsin. Sâdece 2,5 altunu da ancak benim istediğim yerlerdeki kimselere takdim edeceksin!” dese, mutlaka böyle bir teklifi de kabûl ederiz değil mi?..Peki ya, “
zenginlerin zengini, cümle varlığın yegâne sâhibi olan Cenâb-ı Allah”, îmân ehli olan biz kullarına, şu “
24 altun” değerinde olan “
bir gün”ün 23 saatini bizlere bahşeyleyip sâdece, ancak toplam olarak sâdece
“1 saat” kadar bir zaman olan
“Namâz Vakitleri”ni bizlerden talep eylediğinde niçin “
gönülden coşarak” kabûl etmiyor, edemiyor ve “
Hayyâlel salâh!..” dendiğinde “
camilere” koşamıyoruz?..Yine aynı şekilde
O’nun “
bir yıl” içerisinde verdiği “
100 altun” değerindeki “
para ve ticaret malı” şeklindeki “
zenginliğimiz”den, sâdece “
2,5 altun”luk kısmını niçin “
zekât” olarak seve seve “
fakirlere” veremiyoruz?..“
Rabbimizin cömert”liği karşısında “
bizlerin bu cimri”liğini hiç düşündük mü?..* - * - * - * - * -
O ne yüce Allah ki, “24”ü veriyor; “24”ün içinde, “1’i benimdir” diyor;“23” için ise, yalnız “hesap” istiyor…Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir… O ne yüce Allah ki, “ömür boyu” vermekte; “Saniye”ler, “dak’ka”lar, önümüze sermekte; “23 saati”nin, “hesabı”nı görmekte…Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir… O ne yüce Allah ki, “kalan 1 gurbet için”;“Gurbetteki sermayen-fakr-ı zarûret için”;“Cehennem ateşine, saklarım ben set için…”Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir… O ne yüce Allah ki, haber veriyor bunu; Cennet içre huriyle, yapmak ister düğünü; Kulunun sarayında, diler hep güldüğünü…Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir… O ne yüce Allah ki, “40’ta 1’e râzı”dır; “Yüzde 2,5’lar”, o çok’ların “azı”dır; Bunu dahi vermeyip, kaçıranlar “tazı”dır…Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir… O ne yüce Allah ki, “zengin”i “fakir” için; “Fakir”i de “zengin”e, “duâcı” kılmış niçin?“Dolu gezen mideler, anlasın hâlin açın!..”Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir… O ne yüce Allah ki, “Kur’ân ile” bildirdi; “Hâbibi”n kıldı “elçi”, söze açıklık verdi; İşte “gerçek” çok yakın, anlayan “sırra” erdi…Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir… O ne yüce Allah ki; “Oku!..” dedi, “Yaz!..” dedi; “Şunlar sana ihsânım, veresin biraz!..” dedi; “KAYIKÇ’Ali şeytân kov , bu sana ikaz!..” dedi…Böylesi bir “cömert”e, bu nasıl “Cimrilik”tir?“Akıl fakiri” olmak, hatta tam “Delilik”tir…