CÜMLE “DERTLİ/BORÇLU”LARA BİR “DEV”… * “Bana (hâlis kalb ile) duâ ediniz. Duânızı kabûl ederim.” (Kur’ân-ı Kerîm-Mü’min Sûresi, âyet 60)* “Beş vakit farz namâzdan sonra yapılan duâ kabûl olur.”, “Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ, nasıl kabûl olunur?”,
“Mü’minin din kardeşi için, arkasından yaptığı hayır duâ kabûl olur. Bir melek, ‘Allah, bu iyiliği sana da versin! Âmin’ der. Meleğin duâsı red edilmez.”, “Çalışmadan duâ eden, silâhsız harbe giden gibidir.”
(Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)* “Duâ etmekle emr olunduk. Kulun Rabbine duâ etmesi, yalvarması, yakarması, sığınması, ağlayıp sızlaması Rabbine hoş gelir.” (İmâm-I Rabbânî Ahmed Farûkî Serhendî “r. aleyh”) * “Ricâl: Recül: Bülûğa ermiş, yetişkin ileri gelen erkek kişi” (Sözlük)DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
aygıdeğer Okuyucularımız!.. Yıllar önce idi: 15 Şubat 2014 günlü “
Türkiye Gazetesi”nin “Bizim Sayfa”sında, Sayın “
Vehbi Tülek”in “
Yolumuzu Aydınlatanlar” başlıklı köşesinde, Ebu Said Hudrî radiyallahü anh hazretlerinden nakille şöyle denilmekte idi:
“Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün mescide girdi ve orada Ensâr’dan Ebû Ümâme isimli zâta rastladı ve kendisine: “Ey Ebû Ümâme! Ne diye namâz vaktinin dışında seni mescidde oturur hâlde görüyorum?” diye sordu. Ebû Ümame: “Beni saran dertler ve borçlar yüzünden yâ Resûlullah” dedi. Peygamberimiz: “Sana bir duâ öğreteyim ki, bunu okuduğun zaman, Allah derdine devâ verir, borcunu ödettirir” buyurdu. Bunun üzerine ben: “Öğret, yâ Resûlullah!” dedim. Peygamberimiz: “Sabah ve akşam şu duayı oku: ((Allâhümme innî eûzü bike minel hemmi vel hazen ve eûzü bike minel aczi vel kesel ve eûzü bike minel cübni vel buhl ve eûzü bike min galebetiddeyni ve kahrirricâl.)(Ey Allah’ım; kederden, dertten, acizlikten ve tembellikten, korkudan ve cimrilikten, borcun üstelenmesinden ve ricâlin kahrından Sana sığınırım!..) “Bunu okudum, Allahü teâlâ hem derdimi giderdi, hem de borcumu ödetti.” * - * - * - * - * -Biz de bunu okuyunca, aklımıza; nice kredi kartı mağduru, nice geçim sıkıntısı içinde kıvranan, alacaklı karşısında mahcûb insanların hâlleri geliverdi. Olabilir ki, bu duâ, onlara da bir devâ olur, diye düşündük ve köşemize taşımak istedik. Akabinde de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısraları da Siz Saygıdeğer Okuyucularımız ile paylaşmayı düşündük.
Kalbî sevgi ve saygılarımızla… Saygıdeğer Okuyucularımız!.. “Dertsiz” insan var mı, “borcu” olmayan?; Cümle “dertliler”e, bir “devâ” buldum… “Kredi kartlılar”, “peşin” almayan… “Müjdeler” veren var; diyor, “Kurtuldum!..” Yeter ki olmasın, namâz kılmayan!.. Önce “helâlden ye”, sonra “çok çalış!..” “İsrâf’tan uzak dur, temkîn’e alış!..” “Hulûs-i kalb ile, Rabbe yalvarış!..” “Müjdeler” veren var; diyor, “Kurtuldum!..” “Ümâme duâsı”, ile yakarış… “Sabah-akşam oku!.. Allahümme…” de; “Yalvar-yakar-sığın, tekrardan-iste!..”; O’nda hiç “Yok… yok”tur, “sırala liste!..” “Müjdeler” veren var; diyor, “Kurtuldum!..” “Arkadaş” için de, “talep et üste!.. “ KAYIKÇ’Ali der ki, ben haber verdim; Bir akşam erkenden, seccâde serdim; İlk duâyı kendim, için gönderdim… Cümle “dertlilere, bir devâ” buldum; “Müjdeler” veren var; diyor, “Kurtuldum!..”