“İLİM” BAĞLAR “İNSANI”, CEHÂLET: ZİNCİR BOŞAR!..” RESİM: Sözcü gzt. Yazarı NECATİ DOĞRU (“Malûmla”a “taşlama”; mısra-mısra haşlama):ALİ KAYIKÇI/DEREBAHÇELİ* “Adı Doğru, Yazdığı Yanlış! Bizdeki seküler medya anlı şanlı din cahilidir! Köşebaşlarını tutmuş deve dişi gibi adamların ne âyetten haberi vardır ne hadisten! Düşmanlık ettiği şeylerden haberleri yoktur. Sözcü yazarı Necati Doğru ‘Kâbe sayısı artırılsa! Türkiye’de Konya’ya, İran’da Kum kentine, Mısır’da… yenilik olmaz mı?” dedi. Kafa bulduğunu sandım. Meğer ciddi ciddi yazmış. Biri Türk basınında din cahilliği üzerine kitap yazsa, en başa bunu alır emin olunuz!” (Fatih Selek-Türkiye Gzt; 11.11.2024, s. 11)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Malûm cenâhın, meşhûr kalem ehlinden “Necati Doğru”, 6 Kasım 2024 günü yayınlanan “VIB Hacı ve Cennet” başlıklı makâlesinde, büyük bir cehalet örneğine imza atma cesaret ve basiret(!)ini göstermiş ve bu zamana kadar kimsenin akıl edemediği(!) şu tavsiyelerde bulunmnuştur: “Bana söz düşmez. Din adamlarımız var. Onlar dile getirseler: Kâbe sayısı artırılsa! Türkiye’de Konya’ya, İran’da Kum kentine, Mısır’da Kahire’de. Irak’ta, Libya’da, Kenya’da Müslüman nüfusun yüksek olduğu Endonezya’da birer Kâbe daha inşa edilse ve dünyada 1 Kâbe değil 100 Kâbe olsa bunun gerçekleşmesi için de ilk adımı Türkiye’den Diyanet İşleri Başkanı, Türkiye’nin yetiştirdiği sözü dinlenir din adamları atsalar; ‘Her Müslüman Ülkeye Bir Kâbe’ reformunu gerçekleştirseler; işte o zaman büyük yenilik olmaz mı?...”
aygıdeğer Okuyucularımız!..“Star Gazetesi Yazarı Sn. Mustafa Sabri Beşer” Bey Kardeşimizin 8 Kasım günlü köşe yazısında, bu mevzu üzerine dediği gibi, “Bu cesaretin kaynağı nedir? Nasıl insanlar bilmedikleri konularda bu kadar iddialı olabilir? Bu soruyu mezkûr kahramanımız için sormuyorum. Zira onun maksadı belli; din düşmanlığı! Bunu görev bilincini bulandırma yönetimiyle deniyor. İflah olmaz yani… Çünkü kahramanımız Bay Yanlış’ın öfkesi ve nefreti nefes kesici bir Ebu Cehil hayranlığına benziyor.Ebrehe ve ordusunu taşlandıran Ebabilleri bilmeseydim doğruya yanlışa bakmaksızın, muarız falan dinlemeksizin had bildirirdim. Daha önce dile getirmiştim, bizdeki sol; yörüngesini kaybetmiş, ne dediği bilinmeyen, neye itiraz ettiği anlaşılmayan, kıyısına geleni yutan, ancak kaçanın kurtulduğu kayıp adamların seyyar adresidir. Haddizatında gerçekten folklorik şamata yapmaktan öte geçmemek lâzım bunlarla.Sütunu kirletmek mecburiyetinde olduğum kişi cahil değil, haza Ebu Cehil!..”Hem de asrî (ceketli ve k(ı)ravatlı!.. Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla… = = = ( * * * ) = = = “İlim: Nanay”, “dili: Leş”, “yapay zekâ: Adam mı?”“Ceketli/k(ı)ravatlı”, “konu mankeni” olur; “Necât: Kurtuluş” demek, “Necati: Bir cüdâm mı?”“Ateistler/Dinsizler”, nasıl “doğru”yu bulur?“Şeytân: Tatile çıkmış”, “İblis” için bu “gam mı?..” “Birgün”, “Çamuriyet” var; “Sözcü”: “Nöbete” koşar; “İlim/Bilgi” olmadan, nice “dinsizler” yaşar; “Everest” yüce dağdır, O’nu da “uçak” aşar!..“Ateistler/Dinsizler”, nasıl “doğru”yu bulur?“Şeytânı” bıraksa da, tutar “İblis”e koşar!.. “Mescîd-i Dırar” diyor, “K(ı)ravatlı Ebrehe”;“Altun-gümüş palan” ne, “rütbe n’eyler eşeğe?”Bir “tutam saman” için, muhtaç bir-iki “Deh’e!..”“Ateistler/Dinsizler”, nasıl “doğru”yu bulur?“Yaban Ayıları” hep, koşar durur “peteğe!..” “Konya”ya, “Kum” şehrine; “Kahire…”ye “kur” diyor; “Irak”, “Libya”, “Kenya”da; “say yap, vakfe dur” diyor; Sanma bunu “putperest”, “totemci gâvur” diyor!..“Ateistler/Dinsizler”, nasıl “doğru”yu bulur?“Sözcü’nün kalemşör’ü, nevzuhur mamur” diyor!.. Günümüz “Ebû Ceh’li, “ceketli/k(ı)ravatlı”;“Güneş’i batıranlar”, yazışır “tatlı tatlı(!)”;“İki yüzlü” görünür, aslen “binbir suratlı!..”“Ateistler/Dinsizler”, nasıl “doğru”yu bulur?Gizli-aş’kâr fonlardan, dövizler katlı katlı!.. Söyle DEREBAHÇCELİ, dokundur hece hece; “Ebû Cehil’”in nesli, sanmayın bir bilmece; Yüzü “gündüz” görünür, kalbleri zifir gece!..“Ateistler/Dinsizler”, nasıl “doğru”yu bulur?“Ceketli/k(ı)ravatlı”, “konu mankeni” olur!..
S |
S |