Derebahçeli/Ali Kayıkçı “İMDÂT!.. İMDÂT!..” DESEK, “KİM DUYAR” BİZİ?!.. (“Malûmlar”a “Taşlama”, mısra-mısra haşlama): * “Ona (günâhkâra) ‘Allahtan kork’ denilince işlediği günâhlar sebebiyle benlik, gurur kendisini yakalar da, daha çok günâh işler. Ceza ve azâb olarak ona cehennem yetişir.”, “Kâfir olarak ölenlerin yaptıkları işler, dünyâda da, âhırette de boşa gider; cehennemde devamlı kalırlar.” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara Sûresi, âyet 206, 217)* “Günâhın açığını da gizlisini de bırakın! Çünkü günâhkârlar, yaptıklarının cezasını mutlaka çekecektir.” (Kur’ân-ı Kerîm; En’âm Sû. â. 120)* “Dünyâda yaşamayı ve eğlenmeyi isteyenlerin çalışmalarının karşılığını bol bol veririz. Bunlara âhırette yalnız cehennem vardır. Emekleri âhırette boşa gider. Dünya için yaptıkları işlerin, âhırette bir faydası olmaz.” * “Âmentü: Îmân etmek için inanılması lâzım olan esaslar. Îmân esaslarını kendinde toplayan kelime veya söz. Îmânlı olmanın altı şartı. Âmentü’de bildirilen altı şeyin mânâlarını bilip, beğenip, kabul eden kimseye Müslüman denir. Âmentü ve mânâsı: Âmentü billâhi ve melâiketihi ve kütübihi ve rusulihi vel yevmilâhiri ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minellahi teâlâ vel-ba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlühû (Allahü teâlâya, meleklerine, kitâblarına, peygamberlerine, âhıret gününe, kaderin, hayır ve şerrin Allah’dan olduğuna îmân ettim. Öldükten sonra dirilmek haktır. Allah’dan başka ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın Allah’ın kulu ve resûlü olduğuna şehâdet ederim) demektir.” (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü; C. 1, sy. 23-24)* “Sünnî: Peygamber efendimizin ve Eshâbının yâni O’nun sohbetinde yetişen arkadaşlarının inandığı gibi inanan ve Ehl-i sünnet âlimlerine tâbi olan Müslüman. Ehl-i sünnet velcemâat îtikâdında olan kimse.” (A.g.e.: C.2, sy. 195)* “1927 yılında bir milyon gayrimüslime isim, soy isimler değiştirilerek, kimsenin ruhu duymadan, ayrıca isimleri Türkçeye çevrilerek Türk kimliği verildi.” (İdris Günaydın-Yeni Akit Gzt; 18.09.2023, sy. 10)* Türkiye Nüfusu: 1927: 13.648.270 (Bkz: TÜİK) aygıdeğer Okuyucularımız!..“Yeni Akit Gazetesi Köşe Yazarı Sn. Abdullah Yıldız”, 26 Eylül 2023 günlü “
Kültürsüzlük Selinde Müslüman Kalabilmek” başlıklı makâlesinde, “
MAK Danışmanlık” tarafından yaptırılan bir “
Anket”ten bahisle,
“Ülkemiz insanının yüzde 14’ü Allah’a, yüzde 24’ü Kur’ân-ı Kerîm’e, yüzde 25’i meleklere, yüzde 27’si öldükten sonra dirilip hesaba çekilmeye inanmıyormuş; % 35’i gusül abdesti almıyor, % 43’ü hiç camiye gitmiyor, % 68’i Kur’ân-ı Kerîm’i Arapça hattından okuyamıyor, % 77’si Hz. Muhammed’in hayâtını (Siyer), % 83’ü de Kur’ân’ın Türkçe meâlini hiç okumamış” diye yazınca önce büyük bir şaşkınlığa uğradık.Sonra da yukarıda başlık hâlinde sunduğumuz düşüncelere daldık. Ardından da bâzı önemli hususları hâtırlamak suretiyle “
teselli” bulmaya çalıştık. Şöyle ki:- 1970’li yıllarda Hürriyet Gazetesi tarafından, ülke çapında gerçekleştirilen bir “
1.000 Gönüllü Seçim Anket Çalışması” vardı. Bu çalışmanın İstanbul Eyüp İlçesindeki “
Anketçisi” olarak ve anket yapmanın bâzı inceliklerini, az çok püf noktalarını bilen bir kimse olarak diyebilirim ki; meselâ Samsun-İlkadım’da gerçekleştirilecek böyle bir araştırmanın muhataplarının “
Çiftlik”ten seçilmesi ile “
Derebahçe”den seçilmesi arasında; Büyükcâmi’den çıkan cemâat mensuplarına sorulması ile bir sinema, tiyatro, konserden dağılan kişilere sorulması arasında; aynı şekilde sabahın erken saatlerinde işe gitmek için duraklarda otobüs/tranvay bekleyen vatandaşların muhatap alınması ile gece saat 24’te bar veya pavyondan çıkan kişilerin denek olarak seçilmesi arasında dağlar kadar fark vardır ve suâllerin cevâbı da buna göre aşağı yukarı bellidir.- Mayıs 2023 Seçimleri öncesi bâzı anketçi şirketlerin CHP’yi yüzde 56’larda göstermesi ve sonuçta % 48’lerde kalması da bu tip anketlere ne kadar güvenilebileceğine dair son dikkat çeken bir örneğidir.- Bir başka husus da; ülke çapında, bütün il ve ilçelerde onbinlerce kişiye soru sorulması ile özellikle seçilmiş birkaç bölgeden alınacak sonuç, elbette ki çok çok farklı olacaktır.- Öte yandan, 1927 yılında yapılan nüfus sayımında ülkemiz nüfusu 13,6 milyon iken bunun 1 milyonunun, dolayısıyla da 14’te birinin gayrimüslim olduğundan hareketle, bugünkü 85 milyondan yaklaşık 6 milyon kadarının hıristiyan/kripto Türk olduğunu hesaba katmadan ve de muhatabına öncelikle “
müslüman olup olmadığı”nı sormadan bodoslama suâl tevcih etmek, yanlıştır.- Yine de cevaplar, oldukça korkutucu/endişe vericidir!..Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdak mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =“Amentü”sü yoksa, “neyi var” sanki; Çoktan “kâfir” olmuş, ebedî “yanki”;Bu nasıl bir “anket”tir, şaştım inan ki!..“İmdât!.. İmdât!..” desek, “kim duyar” bizi?Biri çıkıp desin: “Hepsi yalan ki!..” “Yüzde 35’i, gusûl almaz”mış; “43’ü câmiye, hiç mi gelmez”miş; “Yüzde 68’i, Kur’ân bilmez”miş!..“İmdât!.. İmdât!..” desek, “kim duyar” bizi?“Siyer okumayan”, “adam olmaz”mış!.. “Nasıl adam olsun”, “O’nu bilmeyen”;“Hadîs Kitâbı”nı, “ele almayan”;“Farzlar”ın yanında, “sünnet kılmayan!..”“İmdât!.. İmdât!..” desek, “kim duyar” bizi?“Yüzde 77”, “Sünnî olmayan!..” “Yüzde 83 var, okumaz meâl”;Ulaşmalı ona, derhal “ilmihâl”; Ola “tevbe” eder, ağırdır vebâl!..“İmdât!.. İmdât!..” desek, “kim duyar” bizi?Kopmadan “Kıyâmet”, çıkmadan “Teccâl!..” “Zelzele/Depremler”, yerler kıpraştı;“Bulutlar çarpıştı, ırmaklar taştı”;“İsâ”(*) çıkagele, vakıt yaklaştı!..“İmdât!.. İmdât!..” desek, “kim duyar” bizi?Kadın erkekleşti, cinsiyet şaştı!.. Caddeler, sokaklar; “plâja” döndü; Gidişat bar-pavyon, bir çıkmaz yön’dü; Yüzlerden “nûr” gitti, güzellik söndü!..“İmdât!.. İmdât!..” desek, “kim duyar” bizi?“Yerlilik/Millîlik”, galiba dün’dü!.. KAYIKÇ’Ali der ki, “Bu anket nedir?..…Bu bir izmihlâldir ve tehlikedir!..…Bu bir mânevî harb: Uhud ve Bedir!..”…“İmdât!.. İmdât!..” desek, “kim duyar” bizi?..…Ey milsiz eğitim, nasıl ilkedir?!..”-------------------------------------------------- (*): Îsâ: Aleyhisselâm