İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, II. Meşrutiyet devrinin önemli düşünce insanlarından Baha Tevfik’in anıldığı konferansta konuştu. İzmirli Baha Tevfik’in özel birisi olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, “Hayatta bu kadar iz bırakmak çok önemli ve kıymetli. Hem onun açısından hem sizler açısından çok önemli bir buluşma olduğunu düşünüyorum” dedi.İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi, Müzeler ve Kütüphaneler Müdürlüğü tarafından organize edilen programda felsefeci, çevirmen, yazar, gazeteci ve siyasetçi Baha Tevfik 140. doğum gününde “İzmirli Filozof Baha Tevfik 140 Yaşında Konferansı” ile anıldı.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in katılımıyla Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde (APİKAM) düzenlenen konferansta Baha Tevfik’in hayatı, eserleri ve felsefesi, farklı disiplinlerden on üç bilim insanı tarafından ele alındı. “Felsefe-Materyalizm-Mecmua”, “Etik-Duygu-Evrim” ve “Kadın-Edebiyat-Tenkit” olmak üzere üç oturumda yapılan konferansın açılış bölümünde Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer konuştu.“Hayatta bu kadar iz bırakmak çok önemli”
Baha Tevfik hakkında öğrendiklerinin kendisini heyecanlandırdığını belirten Başkan Soyer, “Çünkü 30 yaşa sığdırılmış muazzam bir hikaye var. Gencecik yaşında Meşrutiyet döneminde, Osmanlı’da Sosyalist Fırka içinde yer alıyor hatta kurucularından, pozitivizme, materyalizme çok yakın bir isim, bir yandan gerçekliği sorgulayan bir isim, bir yandan sürekli yazan, gazeteler çıkaran, makaleler yazan, çok iyi Fransızca konuşan birisi. Velhasıl çok özel bir insan ve İzmirli. Öyle olunca tabii bizim damarlar biraz daha genişliyor, heyecan artıyor. İzmirli olması nedeniyle gurur duyduğumuz bir isim. Bu kainatın yaşlı ömrüne baktığınız zaman insan ömrü nokta gibi kalıyor ama 30 yıllık yaşam yine de çok çok kısa. Fakat herkese nasip olmayan bir şey ölümden 110 yıl sonra da bu salonda onu anan insanlar var. Bu, her faniye nasip olmayan çok özel bir durum. Bu çağda insanların ölümden sonra anıldıkları pek vaki değil. Çok özel insanlar anılıyor işte onlardan biri. Sizlerin bu salonda bir araya gelmeniz muazzam bir vefa örneği. Hayatta bu kadar iz bırakmak çok önemli ve kıymetli. Hem onun açısından hem sizler açısından çok önemli bir buluşma olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.Başkan Soyer’e teşekkür
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Uhri ise “Felsefeyi seven bir başkan var, onun sayesinde oluyor bunlar. Başkanımıza ayrıca teşekkür ediyorum” dedi ve Baha Tevfik’in İzmir için önemine değindi.Konferansta; İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasi Tarih Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden Prof. Dr. Zerrin Kurtoğlu, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü’nden Doç. Dr. Tuncay Saygın, Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Bilim Tarihi Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Harun Çakan, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Feyza Ceyhan Çoştu, Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Arş. Gör. Dr. Sinan Vardar, Kırklareli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Şeyma Afacan, ODTÜ Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi İrfan Ertan, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Berrak Burçak Della Fave, Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Serdar Küçük ve İstanbul Müftülüğü’nden Eğitim Uzmanı Dr. Fulya İbanoglu konuştu.Baha Tevfik kimdir?
13 Nisan 1884’te İzmir’de doğan Baha Tevfik, 15 Mayıs 1914’te İstanbul’da hayata gözlerini kapadı. 30 yıllık kısa ömrüne rağmen ardında çok değerli eserler bırakan Tevfik, felsefeci kimliğiyle ön plana çıktı. İlköğrenimini İzmir Namazgâh Mektebi’nde, ortaöğrenimini İzmir Rüşdiyesi ve ardından İzmir İdâdîsi’nde tamamladı, üniversite eğitimi için gittiği İstanbul’da, bugün Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak adlandırılan Mekteb-i Mülkiye’den mezun oldu. Yazarlık hayatına 1904 yılında İzmir gazetesinde başlayan Baha Tevfik, sadece on yıl süren yazı hayatında birçok süreli yayında yazılar kaleme aldı, hatta bu yayınlardan bir kısmını kendi çıkardı. Bir felsefeci, gazeteci ve yayıncı olarak kısacık hayatına oldukça fazla yayın sığdırdı. Çok iyi derecede Fransızca bilen ve hatta Ömer Seyfettin’in de Fransızca hocası olan Baha Tevfik, yaptığı çevirilerle Osmanlı fikir hayatını da etkiledi. Felsefi görüşlerinin oluşumunda pozitivizm, natüralizm ve materyalizm doktrinleri ile bireycilik öğretisi oldukça etkili oldu.Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Baha Tevfik hakkında öğrendiklerinin kendisini heyecanlandırdığını belirten Başkan Soyer, “Çünkü 30 yaşa sığdırılmış muazzam bir hikaye var. Gencecik yaşında Meşrutiyet döneminde, Osmanlı’da Sosyalist Fırka içinde yer alıyor hatta kurucularından, pozitivizme, materyalizme çok yakın bir isim, bir yandan gerçekliği sorgulayan bir isim, bir yandan sürekli yazan, gazeteler çıkaran, makaleler yazan, çok iyi Fransızca konuşan birisi. Velhasıl çok özel bir insan ve İzmirli. Öyle olunca tabii bizim damarlar biraz daha genişliyor, heyecan artıyor. İzmirli olması nedeniyle gurur duyduğumuz bir isim. Bu kainatın yaşlı ömrüne baktığınız zaman insan ömrü nokta gibi kalıyor ama 30 yıllık yaşam yine de çok çok kısa. Fakat herkese nasip olmayan bir şey ölümden 110 yıl sonra da bu salonda onu anan insanlar var. Bu, her faniye nasip olmayan çok özel bir durum. Bu çağda insanların ölümden sonra anıldıkları pek vaki değil. Çok özel insanlar anılıyor işte onlardan biri. Sizlerin bu salonda bir araya gelmeniz muazzam bir vefa örneği. Hayatta bu kadar iz bırakmak çok önemli ve kıymetli. Hem onun açısından hem sizler açısından çok önemli bir buluşma olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.Başkan Soyer’e teşekkür
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Uhri ise “Felsefeyi seven bir başkan var, onun sayesinde oluyor bunlar. Başkanımıza ayrıca teşekkür ediyorum” dedi ve Baha Tevfik’in İzmir için önemine değindi.Konferansta; İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyasi Tarih Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden Prof. Dr. Zerrin Kurtoğlu, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü’nden Doç. Dr. Tuncay Saygın, Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Bilim Tarihi Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Harun Çakan, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Feyza Ceyhan Çoştu, Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Arş. Gör. Dr. Sinan Vardar, Kırklareli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Şeyma Afacan, ODTÜ Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi İrfan Ertan, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Berrak Burçak Della Fave, Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Serdar Küçük ve İstanbul Müftülüğü’nden Eğitim Uzmanı Dr. Fulya İbanoglu konuştu.Baha Tevfik kimdir?
13 Nisan 1884’te İzmir’de doğan Baha Tevfik, 15 Mayıs 1914’te İstanbul’da hayata gözlerini kapadı. 30 yıllık kısa ömrüne rağmen ardında çok değerli eserler bırakan Tevfik, felsefeci kimliğiyle ön plana çıktı. İlköğrenimini İzmir Namazgâh Mektebi’nde, ortaöğrenimini İzmir Rüşdiyesi ve ardından İzmir İdâdîsi’nde tamamladı, üniversite eğitimi için gittiği İstanbul’da, bugün Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak adlandırılan Mekteb-i Mülkiye’den mezun oldu. Yazarlık hayatına 1904 yılında İzmir gazetesinde başlayan Baha Tevfik, sadece on yıl süren yazı hayatında birçok süreli yayında yazılar kaleme aldı, hatta bu yayınlardan bir kısmını kendi çıkardı. Bir felsefeci, gazeteci ve yayıncı olarak kısacık hayatına oldukça fazla yayın sığdırdı. Çok iyi derecede Fransızca bilen ve hatta Ömer Seyfettin’in de Fransızca hocası olan Baha Tevfik, yaptığı çevirilerle Osmanlı fikir hayatını da etkiledi. Felsefi görüşlerinin oluşumunda pozitivizm, natüralizm ve materyalizm doktrinleri ile bireycilik öğretisi oldukça etkili oldu.Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı