“MODA” VAR YA ŞU “MODA”, NİCE “AKILLAR ÇELDİ!..”DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI aygıdeğer Okuyucularımız!..“
Diriliş Postası Gazetesi Yazarı Sn. Ferhat Ersin”, 26 Ekim 2019 günlü “
Babalar ve Oğulları” başlıklı yazısında,
“Moda denen illet, insanları o kadar edilgen hâle getiriyoyr ki senin ne yiyeceğine, ne giyeceğine, nerelerde takılacağına, nasıl konuşacağını senin adına karar veren birileri var; senin yapman gereken, sadece sana gösterilen yolda ilerlemek!” demekte ve sonrasında da şöyle devam etmektedir:“
Daha bir gömleği, pantolonu giy/e/meden moda akımı değişmiş oluyor. Bugün en çok tercih edilen rengin yarın yüzüne bile bakılmıyor. Bir akıma yeni alışmışken yepyeni bir akım ortalığı yakıp yıkıyor. Henüz sözlerini ezberleyemediğin şarkı artık demode oluyor.Nesiller arası fark da aynı şekilde artık çok hızlı açılıyor. Daha önce dede ile torun arasında bariz farklar olsa da baba ile oğul arasında çok az fark olurdu. Babamıza ‘Devir değişti, artık senin zamanındaki gibi değil hiçbir şey!’ diyenimiz pek olmazdı, dedemize belki derdik. Şimdi nesiller arası fark; öyle dede ile torun, baba ile oğul arasında oluşmuyor. Nesiller arasındaki fark üç yıl ile beş yıl arasında oluşuyor. Aralarında üç beş yaş olanların hayata bakışı, zevkleri, dünya algısı o kadar farklı ki… Yeni nesiller arasında ortak fayda, yaklaşım, birlikte bir şeyler yapabilme kültürü neredeyse olmayacak gibi…Baba ile oğulların ortak zaman geçirme, birlikte bir şeyler yapabilme imkânı gittikçe ortadan kalkıyor. Çünkü babalar, artık oğullarına yetişemiyor. Babaya bıkıyorsun dindar, sakallı, gelenek ve göreneklerine bağlı mazbut bir adam… Oğluna bakıyorsun kolunda hatta tüm vücudunda dövme, kulakta küpe, ağızda sakız, dilinde aşina olmadığımız bir jargon… Geleneksel olan her şeye düşman, millî olan her şeyden uzak… Maddiyat üzerine kurulu bir dünya görüşü… Maneviyatla ilgisi sadece şaşırınca ‘Allah Allah!..’, korkunca ‘Aman tanrım!..’ demekten öteye geçmiyor. Baba; namazda niyazda, camide ömür geçiriyor; oğlu garip eğlencelerde hazda, bar, pavyon, plajda mekik dokuyor. Baba, pantolonu biraz dar olunca utanıp sıkılırken oğlunun pantolon diye giydiğini on yıl önce kızlar tayt diye giymiyordu. ‘Kızım olsa şuna verebilirim, evinin direği olur; kızıma kocalık, torunlarıma babalık yapar.’ Deyip güvenebileceğiniz genç sayısı o kadar azalıyor ki…Eskiden 15 yaşına gelen erkek, adamdan sayılıp ev bark geçindirmesi beklenirken şimdi otuzunu devirmiş hâlâ sokaklarda serserilik yapıyor; babasından besleniyor, annesini sömürüyor hem maddi hem manevi olarak…Peki, babalar ve oğulları arasında bu kadar fark oluşurken tek sorumlu değişen zaman, gelişen teknoloji mi?Tabii ki değil! Babaların kendileri için normal görmediği şeyi oğulları için normal görmesi!..Babaların kendilerinin yapmaktan utanıp sıkıldığı şeyleri oğlu yapınca göz yumması…Babaların oğullarını sadece bu dünya için yetiştirmesi… Sanki kendisi için olan ahiretin, oğlu için yokmuş gibi davranması…” aygıdeğer Okuyucularımız!..“
Diriliş Postası Gazetesi Köşe Yazarı Sn. Ferhat Ersin” Bey kardeşimize; bu güzel ve yerinde tespit ile dile getirdiği hususlar sebebiyle teşekkür ve tebriklerimizi sunarken, “
babalar ve oğullar” için dediklerinin aynı zamanda “
anneler ve kızları” için de geçerli olduğunu ilâve etmek gerektiğini söylüyor ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = * = = = “Moda” var ya şu “moda”, nice “akıllar çeldi”;“Anne-baba öğüdü”, “evlâda: En güzeldi”;Bu “üçlü” arasına, bi “yabancı el geldi!..”Bâzen “yaban dil” oldu, bâzen “ecnebi bir hâl”;İşte o gün başladı, “ailede izmihlâl!..” Kâh “evlâdın nazı”na, kâh “kızın dilbâzı”na;Kâh “TV’nin ağzı”na, kâh “sokağın gazı”na; Kâh “sinema iğvâ”sı, “gazinosu-cazı”na!..Bâzen “yaban dil” oldu, bâzen “ecnebi bir hâl”;İşte o gün başladı, “ailede izmihlâl!..” “Düğün-dernek-kına”lar, “gelin-kızlı-ana”lar;“Oyun-cümbüş-eğlence”, “gitar-davul-zurna”lar;“Melodi-şarkı-türkü”, “Şeytân işi: Gınâ”lar!..Bâzen “yaban dil” oldu, bâzen “ecnebi bir hâl”;İşte o gün başladı, “ailede izmihlâl!..” “Genç kızın hayâli”nde, “telli duvak” var idi;Bugün kime söylesen: “Eski zamanlar” idi;Şimdi “cep” var, “kablo” var, “onlardan anlar” idi!..Bâzen “yaban dil” oldu, bâzen “ecnebi bir hâl”;İşte o gün başladı, “ailede izmihlâl!..” “Dede-torun çağı” yok, “baba-evlât bağı” az;Sanki “güz fırtınası”; ne “ilkbahar”, ne de “yaz”;“Hanede sacağı” yok, “Müslüman ocağı” az!..Bâzen “yaban dil” oldu, bâzen “ecnebi bir hâl”;İşte o gün başladı, “ailede izmihlâl!..” KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, “Var ya bu ‘nesil farkı’;‘Moda’ nesil öğütür, ‘Bâtıl’ın döner çarkı; ‘Tayt’ giyen hayâsızlar, ‘nar-ı Cahîm’in arkı!..”Bâzen “yaban dil” oldu, bâzen “ecnebi bir hâl”;İşte o gün başladı, “ailede izmihlâl!..”(*)------------------------------------------------