DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI NE BÜYÜK BİR “GÂVUR”MUŞ, PAYLAŞ-PAYLAŞ BİTMİYOR!.. (“C. Allah’ın Düşmanları”nı sevenleri taşlama, “mısra-mısra” haşlama) * “Bunlara… sonunda kendilerine göndereceğimiz melekler gelip canlarını alırlarken, ‘Hani Allah’ı bırakıp da taptıklarınız nerede?’ dediklerinde, ‘O taptıklarımız bizi bırakıp kayboldular’ derler ve kâfir olduklarına kendi aleyhlerinde şâhitlik ederler.” (Kur’ân-ı Kerîm; A’râf Sûresi, âyet 37’den
)* “Benim muhabbetim; benim yolumda birbirine muhabbet edenler, hâlis sevgi gösterenler ve benim sevgim uğrunda harcayanlar için hak oldu.”, “Benim muhabbetim bir kulun kalbine girerse, azîz ve celîl olan Allahü teâlâ, onun cesedini ateşe harâm kılar.”,
“Kişi, (Kıyâmet günü) sevdiği ile beraberdir.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem
”)* “Saâdetin (mutluluğun, kurtuluşun) anahtarı, Allahü teâlânın sevdiklerini sevmektir
.” (Mazhâr-ı Cân-ı Cânân)* “Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl/Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl.” (Lâedrî)* “Allah, şiiri hak yolunda kullananlardan râzı olsun!”
(Prof. Dr. Cevat Akşit-Millî Gazete; 27.04.2017, s. 9)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere, en son olarak 3 Kasım 2019 Pazar günü gerçekleşen “
Saadet Partisi Kongresi”nde “
Sn. Temel Karamollaoğlu”; 10 Şubat 2018 tarihindeki
“AK Parti İstanbul İl Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nda “
Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan”; 7 Ağustos 2016 tarihinde gerçekleşen“
Yenikapı Mitingi”nde ise“
Başbakan Sn. Binali Yıldırım” ile
“CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu” hep “
O”nun şiirlerinden birer bölüm okumuş, kâh ismini anarak, bâzen de sâdece mısralarına yer vermiş ve dolayısıyla O’na olan saygı ve sevgilerini dile getirmişlerdir.Gerek 1961 ve 1975’te iki defa kanunen kurulan “
TİP/Türkiye İşçi Partisi” ve gerekse bundan önce kurulup kapatılan “
TSP/Türkiye Sosyalist Partisi” ile bunların âdeta “
üst aklı” olan “
Komünist Bizim Radyo”da hep “
O”nun adına ve şiirlerine yer verilmiş, dahası 1990’larda yıkılan “
Sovyetler Birliği”nin güdümünde olan “
Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan” cumhuriyetlerinde, kültür-sanat adamı olarak da ısrarla
O”nun ismi öne çıkarılmıştır.“
Beni Stalin yarattı” dediği o melun-kanlı diktatörün ülkesinde 1963 yılında “
çavlağı çektiği” günden bu güne, yüzlerce… binlerce siyasî şahsiyet ve edebiyatçı-şâir kişi tarafından şiirleri sebebiyle âdeta göklere çıkarılırcasına övülmüş ise de O’nun
“kâfirliği”, O’nun “
boynuzluluğu” vb. asla tartışılmaz.Diyoruz ve mevzu hakkında 20 Ağustos 2016 tarihinde bir mahallî gazetemize yazdığımız “
Nâzım! Nâzım! Diyen Gâfil, ‘Hubb-ı Fillah’ Duymadın mı?” başlıklı makâlemizi önemi sebebiyle bir kere daha aynen yer vermek istiyoruz:
= = = * = = = * “Ey îmân edenler! Sizden olmayanları dost edinmeyin! Sizi şaşırtmakta kusur etmezler, işlerinizin sarpa sarmasını arzu ederler. Görmüyor musunuz buğzları ağızlarından taşmakta. Sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür. İşte size âyetleri açıkça bildirdik, eğer akl ederseniz.” (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i İmrân Sûresi, âyet 118)* “Zulmedenlere meyletmeyin (yakınlık göstermeyin) ki, size ateş dokunur ve Allah’tan başka dostlarınız da yoktur, sonra kurtulamazsınız” ( Kur’ân-ı Kerîm; Hûd Sûresi, âyet 113)* “Güzel bir söz; kökü yerde sabit, dalları semâda olan güzel bir ağaç gibidir. Yemişlerini Rabbinin izniyle her zaman verir. Habîs (kötü) bir söz de yerinden sökülmüş, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer.” (
Kur’ân-ı Kerîm; Tibyân Tefsîri-İbrahim Sûresi, âyet: 24-26’dan)
* “Habîs söz söylemek, habîs adamlara lâyıktır. Habîs adamlara, habîs kelâm yakışır.” (Kur’ân-ı Kerîm; Mevâkib Tefsîri; Nûr Sûresi, âyet: 26’dan)*
“Allahü teâlâya Cebrâil aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz; hubb-ı fillâh ve buğd-ı fillâh yapmadıkça, hiç birisi kabul olmaz!”, “Amellerin, ibâdetlerin en kıymetlisi, hubb-ı fillâh ve buğd-ı fillâhtır!”, “Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; ‘Yalnız benim için ne yaptın?’ dedi. ‘Yâ Rabbî. Senin için namâz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim ve zikir yaptım’ cevabını verince; ‘Kıldığın namâzlar seni Cennet’e kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir. Oruçların seni Cehennem’den korur. Verdiğin zekâtlar, Kıyâmet günü sana gölgelik olur. Zikirlerin de o günün karanlığında sana ışık olur. Benim için ne yaptın?’ buyurdu. ‘Yâ Rabbî! Senin için olan şeyi bana bildir’ deyince, Allahü teâlâ; ‘Yâ Mûsâ! Sevdiklerimi sevdin mi ve düşmanlarıma düşmanlık ettin mi?’ buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâ için olan en kıymetli şeyin Hubb-ı fillâh, buğd-ı fillâh olduğunu anladı.” (
Hazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)
* Hubb-ı Fillâh ve Buğd-ı Fillâh: Allahü teâlâ için sevmek ve Allahü teâlâ için düşmanlık etmek.
(Sözlük)* “Söz ola kese savaşı,söz ola kestüre başı/Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ide bir söz. Kişi bile söz demini, dimeye sözün kemini/Bu cihân cehennemini, sekiz uçmağ ide bir söz.” (Yûnus Emre)* “İyilik yapmak iyidir. Fakat en tehlikelisi, kötülüğe alet olmaktır.”
(Dr. Enver Ören; Sohbetler-14.11.1993)* “Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir…”, “ Mutlak hakikat Allah’tır.”, “…şiirin gâyesi, ilk dayanak ve çıkış noktası olarak din temeline muhtaçtır. Şâir, madde değil de mânâ hâlinde câmi kapılarının önünü dolduran Allah dilencilerinin en güzelidir.” (N. Fâzıl Kısakürek-Çile; s. 372, 373, 387)* “Şâir, milletin göğsünde kalbi gibidir; şâiri olmayan bir millet, bir yığın topraktır.”
(M. İkbal) aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere
; 7 Ağustos 2016 günü, İstanbul Yenikapı’da düzenlenen ve adına
“Demokrasi ve Şehîdler Mitingi” denilen “
asrın örnek toplantısı”ndaki dikkat çeken hususlardan biri de, önce “
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu”nun konuşmasının sonunu “
Nâzım Hikmet”ten bir şiir ile noktalaması olurken bunun ardından kürsüye gelen “
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım”ın da aynı şahsın bir başka şiirine yer vermesi olmuştur.Biz de iki gün sonra
“Birini Anladım da Öbürün Anlayamam” başlığı altında yayınlanan köşe yazımızda bu hususa dikkat çekmiş ve (CHP’nin zihniyetini bildiğimiz içindir ki hani “Kılıçdaroğlu”nu anladık da, asıl adı “Nâzım Hikmet Ran” olan ve “Beni Stalin yarattı” diyecek kadar kızıllaşıp sapıtmış bir küfür ehli şahsı “Şehîdler Mitingi”nde anmak gafletinde bulunan “Başbakan”ı anlamakta doğrusu güçlük çekiyoruz…) demiş ve sonrasında da şöyle devam etmiştik:
(“Binali Yıldırım” Beyin bir fikir ve edebiyat adamı olmayıp bir iş/icraat adamı olduğunu elbette ki biliyoruz… Ancak, emrinde onca danışman varken bunların arasında “Yavuz Bülent Bâkiler” gibi bir fikir ve edebiyat adamı/şâirin neden bulundurulmadığını da bir türlü anlayamıyor ve “FETÖ”cü örgüt mensuplarının askerî ve idarî birimlere sızması gibi, bâzı “sahte sosyalist/komünist” şahsiyetlerin de Başbakanlık Danışmanları arasına sızıp icra-i faaliyette olmalarından da endişe eyliyoruz…Ve diyoruz ki: Sen ey “Zât-ı Muhterem”, Sizi iyi anladık;“Dün-bugün”ü ne imiş, çok “CHP” dinledik;“İnancı” ne “îtikâd”, onca sene mimledik!..Ve Sen dahi ey “Başkan”, “misyon”un bildim tamam; “Biri”ni anladım da, “öbürün” anlayamam!.. “İttihat-Terakki”den, “İnönü”den mirassın;“Eceruf” halkasından, aynı marka Midas’sın;“Çatı”daki çatlağa, uzatılmış bir tas’sın!..“6 Ok” pazarında, “Arşimetli” tek hamam; “Biri”ni anladım da, “öbürün” anlayamam!.. “Karaman”lı “Ak Parti”, “madde-mânâ fazıl”dır;“Necip Fâzıl” yanında, “Nâzım Hikmet” rezil’dir;KAYIKÇ’Ali “not” olsun, bu “Miting”e zeyil’dir:“Şehîd” adı yanında, “Nâzım’ı anmak” aman;“Biri”ni anladım da, “öbürün” anlayamam!.. aygıdeğer Okuyucularımız!.. Râhmetli “
Ahmet Kabaklı” Hocanın meşhûr “
Türk Edebiyatı/3; İstanbul-1978)” isimli eserinin 569’uncu sayfasında, “
28 Kânunusani” başlıklı
şiirinde “Trabzon’dan bir motor açılıyor/Sa-hil-de ka-la-ba-lık/Motoru taşlıyorlar/Son perdeye başlıyorlar/Burjuva Kemal’in omuzuna binmiş/Kemal kumandanın kordonuna/Kumandan kâhyanın cebine inmiş/Kâhya, adamlarının donuna/Uluyorlar/-Hav.. hav.. hak… tu” şeklinde başlayan mısralar (daha doğrusu “havlamalar”) ile salyalarını akıtan bir “Vatan Haini/Kızıl Komünist/Kâfir” ve bir “Kaçkın” var. Bu eserde, “
Düşmanıyım asaletin kelimelerde bile” diyebilen aynı kişi var: Dedesi vaktiyle Türkiye’ye göçmüş bir Polonya Yahudi’si olan ve yurdumuzda iken seçtiği “
Ran” soyadını değiştirerek kaçtığı Rusya’da yazdığı şiirlerinde “
Bozeçki/Verzenski” soyadını kullanan bir “Uşak” fikirli adamın, sapmalarının bir bir tespiti var…Buradan, yıllar önce yayınlanmış olan bir başka yazımıza geçiyor ve akabinde de Aralık 2015’te
“Hem Okudum Hem de Yazdım/3 (Dil ve Millî Kültür Konulu Köşe Yazısı-Şiirler)” adını verdiğimiz eserimizin 56-57’nci sayfalarında da yer alan
“Nâzım Hikmet” konusunda şu bilgilerle karşılaşıyoruz:
(“Türkiye Gazetesi” köşe yazarı
“Üstâd Şâir ve Fikir Adamı” Sayın
“Yavuz Bülent Bâkiler”in tekrarladıkları bâzı gerçekler var ki, 19-20, 25 Ocak ve 2 Şubat 2009 günlü makâlelerinde, yine bu mevzuyu ele almış olduklarını gördük.Ve bir kere daha görüp anladık ki; bir kısım “sosyalizm” yalanlarına kanıp öğrencilerini zehirleyen “öğretmen” bozuntuları gibi bâzı kalem erbabı zevat tarafından da âdeta göklere çıkartılan
“Nâzım Hikmet Ran” efendi hayranları
“ahmaklıklarına doymadan” şu yalancı dünyâdan göçüp gidecekler de haberleri yok…
“Ahmaklıklarına doymadan” diyoruz; bunu dura-dura, düşüne-düşüne ve üstüne basa-basa yazıp söylüyoruz. Çünkü; bu insancıklar,
“örtülü sosyalizm/komünizm” hayâlleri üzerine kurdukları
“ekonomik-sosyal ve siyasî bir yapı özlemi” yüzünden, malûm yazarlar dışında başkalarını okumaz, bilinen bâzı fikir adamları dışında kişileri dinlemezler ve maalesef, doğruları da bir türlü görmez/göremezler… Ve de ömür tüketip giderler de hakîkatların neler olduğunu bilmeden terk-i dünyâ eylerler…Diyoruz ve bu his ve düşünceler ile kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı başbaşa bırakıyoruz… Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
- * - * - * - * - *“Nâzım!.. Nâzım!..” diyen ahmak, “Hikmet” O’nun neresinde?..“İhanet” ve “sahtekâr”lık,“Memed” diyen o sesinde… “Ahmet Emin” ve “Menderes”. O’na kol-kanat gerdiler…Affı için onca uğraş, Onca gayret gösterdiler… “50 Affı” yaramadı, “Zehir-zıkkım” şiir yazdı; “Stalinci” oldu çıktı, Günden-güne, daha azdı… “Nâzım” iken O “Ran”laştı, “Moskova”ya “pir” yaklaştı.“Varşova”da “Münevver”e, Heykel oldu, “taş-taşlaştı… Oku “Sertel” kitabını, Neden “ahmak” iyi anla!..“…Hikmet’in Son Yılları”nı, Değerlendir vicdânınla… “Ortak mülk”ten “ortak karı”, “Sovyet oğlu”, olmak n’eymiş?“2 erkek”, yok hiç “âr”ı;“Yarım günlük sevişme”ymiş… “Nâzım!.. Nâzım!..” diyen ahmak, “Stalin yaratan” mı ki?..“Beni O yarattı” diyor, “Canî” haşâ, “Yezdan” mı ki?.. “Nâzım!.. Nâzım!..” diyen ahmak, “Peyami”yi bul da oku!..“Yavuz Bülent” hep yazıyor, Bir nasîhat al da oku!.. “Kabaklı”nın eserleri, “Akl”ın açar, “göz”ün açar; “Sol kalemler”, çarpık-çurpuk; “Doğru söz”den, daim kaçar… KAYIKÇ’Ali kıl nasîhat, Nasipliler bir şey alır; “At gözlüğü” takmış insan, “Yol düz olsa”bile kalır = = = * = = = Saygıdeğer Okuyucularımız!..Şimdi de “
Sn. Karamollaoğlu”nun, bu “
Kongre”de O’nun “
dizelerini” okumuş olması sebebiyle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımıza yer veriyor ve Sizleri bu yeni destan/şiirimizle başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = ( 1 ) = = =Ardı sıra koşan var, “şiir”ine tapanlar; “Fikrini yaymak” için, canına-can katanlar;“Komünizm” yasak iken, “Sosyalizm”e sapanlar!..“Toplumcu Şâir” diye, “KGB”den beslendi; “Ran” desem “şıp” diye, çokları hemen anlar!.. “Lenin”, “Mao” övgüsü, “Fidel Castro” hayranı; Hep O’nun çömezidir, “Guevara” imânı;“Demir alıp kaçanın”, “Moskova”dır limanı!..“Toplumcu Şâir” diye, “KGB”den beslendi; “Hacı-Hoca” düşmanı, sevmezdi hiç “imâmı!..” “İşçi-patron” ve “ağa”, “jandarma-köylü” dilde;“Ordu-polis-vatandaş”, “çerez”dir hep zembilde;“Köylü” köyde “maraba”, “işçi” ezikmiş ilde!..“Toplumcu Şâir” diye, “KGB”den beslendi; “Karakol” ve “mahkeme”, “sabıka” var sicilde!.. “Asalet Düşman”ıydı, bir “kelime” etmezdi;“Burjuva” der, “faşist” der; zerre “millî” ekmezdi; “Vatan Kaçkını” idi, hiç “hasretlik” çekmezdi!..“Toplumcu Şâir” diye, “KGB”den beslendi; Oğluna “Memet” derdi, (h) harfini çekmezdi!.. “Muhammed”, “Mehmet” ismi; “Mason”a “ağır” gelir; “İsmet”i de hiç sevmez, ona da “Sağır” gelir;“Dayı Kızı” “Lehli”ymiş, sonradan “kahır” gelir!..“Toplumcu Şâir” diye, “KGB”den beslendi; “Stalin” ilâhıymış, “Kırımlı” “nahır” gelir!.. = = = ( 2 ) = = =“Kula Kul” olan “Gâvur”, bununla da kalmamış;“Moskova”da evlenmiş, “karıyı ortak” almış; O’nu “adam” sayanlar, “ahmaktan da ahmak”mış!..Ne büyük bir “Gâvur”muş, paylaş-paylaş bitmiyor;“Şiiri Volga” olmuş, “kazuratı” gitmiyor!.. “Kula Kul” olan “Gâvur”, “Cahîm’e hamal” olmuş;Onlar… yüzler taşımış, “Şeytânla hemhâl” olmuş;“Atatürk”e saldırmış: “Burjuva Kemal” olmuş!..Ne büyük bir “Gâvur”muş, paylaş-paylaş bitmiyor;Şiiri bir “Dinyeper”, “kazuratı” gitmiyor!.. “Kula Kul” olan “Gâvur”, kalemle “imân” çalmış; “Karıyı ortak” almış, eskiyi “boşa” salmış; “Türkçe söylemiş” ammâ, “Türk’e bakan bir mal”mış!..Ne büyük bir “Gâvur”muş, paylaş-paylaş bitmiyor;Şiiri bir “Dinyester”, “kazuratı” gitmiyor!.. KAYIKÇ’Ali yaz-söyle, “Başbakan/Bakan” duysun;“Kılıçdar… Molla…” duysun, “titresin” hatta buysun; “Nâzım! Nâzım!” diyenin, “ateş” dolar kuyusun!..Ne büyük bir “Gâvur”muş, paylaş-paylaş bitmiyor;Külü “Engürü”dedir, “Ganj”a neden gitmiyor?..