NEDEN YENİLİKLERE DİRENÇ GÖSTERİYORUZ?
Neredeyse hepimizin beyni, yeni düşünce, yeni fırsatlar ve yeni gelişmelere karşı inatçı keçi gibi tutum
sergiliyor.
Aynı durum fazla kilolar hakkında da geçerli.
Fazla kiloları kaybetmemek için beynimiz akla hayale gelmedik sistemler geliştiriyor. 30 dakika
yürüdüğümüzde, mesela, 250 kalori harcarken, diyet yapıp az enerji aldığımızda aynı yürüyüşte 200
ya da daha az kalori harcıyor.
Zaten bu yüzden, diyete başladığımız ilk dönemde verdiğimiz kilolar gittikçe azalıyor. Diyetimizi
sürdürülebilir doza indirgeyip uzun vadeye yaymalıyız ki kilolar buharlaşsın. Kiloyu korumak o yeni
elde edilen yeme içme alışkanlığını korumak demektir
Bu da azim kararlılık ister ki sabır da budur.
Yüz milyonlarca şişmanın, onca çabasına rağmen zayıflayamamasının sebeplerinden birisi bu.
Kilo verebilmek için diyet ve egzersiz yanında çelik gibi irade gerekir.
O da çok kişide yok. Neden “önyargıları değiştirmek atomu parçalamaktan zordur” demiş gitmiş
bilmiş?
Bilim böyle diyor: Nöroplastite denilen merkez bir yere kadar yeni alışkanlığa geçit vermeyen eski
alışkanlık merkezidir. Haklı; o kadar emek ver, bir tutum geliştir “dağdan yeni gelen şehirdekini
kovsun” olmaz diyor beyin. “Çalış, geçerliliğini faydalı olduğunu ispatla eski alışkanlığı tahtından et”
diyor. Yıllarca plan yaptığımız öğrencilerin 2-3 gün sonra pes etmesinin nedeni merak ediyordum. Ya
da diyetler neden tutmaz, yabancı dilde neden başarısız olduğumuzun sırrı bu nörolojik kavramda
saklıymış..
Hafıza teknikleri semineri vereceğim grup doktorlardan oluşuyordu. İlk defa doktorlara bu semineri
verecektim. Onların dilinden konuşmak için nörolojinin nöroşururji dalında bu kavrama
nöroplastiteye rastladım da olayı çözdüm..
Demek ki “adaptif düşünce” hiç alakası olmayan bir yerde çözüm üretmeye yarıyor. Benimkisi dikiş
makinesini icat eden adamın iğneyi bir türlü nasıl yapacağını bulamayıp rüyasında mızrak atan bir
yerli görüyor mızrağın ucu delik ve heyecanla uyanır ucu delik iğne ile makinesi işe yarar hale
gelmesine benzedi.
Aslında “ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir” derken Yunus bütün bu konuları vurgulamakta
desek abartmış olmayız. Yani amaçsız da okusan öğrendiklerin bir sorunu çözmeye yarar demek
istiyor..
Kendini bilmeden verimli yol alamaz zamanı iyi yönetemezsin. Mutlu olacağın işlere dönük çalışırsan
sabırlı olursun.
İşte bütün mesele “herkes beni ne mutlu eder?” sorusuna gerçekçi, bilimsel, mantığına oturacak
inanacağı bir cevap bulacak, sonra o hedef için sonuç alana kadar çalışacak. Rotayı değil yöntem
değişikliklerini ve riskleri hesap edecek sadece.
Asım KURUMAHMUT/ Samsun Çözüm Akademi Okulları Müdürü
Eğitim, Kariyer, Aile Danışmanı