*Sağlığın Tasarrufu Olmaz!*Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2019 yılında başladığı tasarruf uygulamalarına
2020 yılında da devam edeceğini ve bu doğrultuda burun spreyi, ağrı kesici,
pomad ve benzeri kalemlerde toplamda 134 ilacın geri ödeme sisteminden
çıkarılacağı yönündeki iddiaları basına yansıdı. Ayrıca ikinci aşamada
ilaçlarda yüzde 15-20 bandında uygulanan iskonto tutarının yüzde 40
olacağı; üçüncü aşamada ise eşdeğer yerli ilaca verilen ek yüzde 10 destek
kaldırılacağı iddialar arasında yer alıyor.Tüm bu iddialar doğru ise ortada vatandaş adına, halk sağlığı adına sorunlu
bir tablonun ortaya çıkacağı aşikârdır. Türk Eczacıları Birliği olarak
kurulduğumuz günden bu yana hak temelli bir bakış açısını benimsiyoruz.
Sağlığa erişimi; eşit, adil, uygun maliyetli olmasını her daim savunuyoruz.
Sağlık alanında eşitsizliğin giderilmesi, toplumun doğru yönlendirilmesi,
akılcı ilaç kullanımını sağlayan politikaların geliştirilmesini ve sağlık
sistemlerinin erişilebilir olmasını savunuyoruz.İlaç harcamaları 2005 yılında toplam tedavi harcamalarının %50’sini
oluştururken 2015 yılında bu tablo %30 bandına çekilmiştir. Vatandaşın
cebinden sağlığa ayırdığı miktar da yıllar içerisinde artmıştır. 2009’da
8,1 milyar TL iken, 2014 yılında 15 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2017 yılında
kişi başı sağlık harcaması, tüm sağlık harcamalarının % 17,1’ini
oluşturmuştur. Kişi başı sağlık harcaması, 2017 yılında 1.751 TL iken, 2018
yılında % 15,9 artarak 2,030 TL’ye yükselmiştir.Şayet bu iddialar doğrusu ise üzülerek ifade etmemiz gerekir ki: Bugün
gelinen noktada sosyal güvenliğin kapsamını geliştirmekten, herkese
ücretsiz sağlık hizmeti vermekten bahsedilen bir durumdan halkın ilaca
erişimini zorlaştıracak bir pozisyona gelindiğini söylemek mümkün
olacaktır. Zira veriler de bunu kanıtlar niteliktedir. Halkın sağlığa ve
ilaca erişimini zorlaştırmak yerine kolaylaştırmak gerekir. Ulaşılabilir
sağlık hizmeti için ilaçların geri ödeme kapsamından çıkarılması yerine
daha fazla ilaç kaleminin geri ödeme kapsamına alınması gerekir.Geçmişten bu yana yapılan bu tarz tasarruf girişimleri, SGK harcamalarını
aşağı çekmediği gibi aksine geri ödeme kapsamından çıkarılan ilaçların
fiyatlarının artmasına neden olmuş halkın ilaca erişimini zorlaştırmıştır.
Pek tabii devlet birçok alanda tasarruf yapabilir. Ancak sağlık alanındaki
tasarruflar sadece finansal kaygıyla yapılamaz, yapılmamalıdır. Bu
konularda atılacak adımlar; ülke gerçeklerine uygun, ilaca erişim
koşullarını gözeten, sağlık politikalarında sosyal anlayışı göz önünde
bulunduran perspektifte olmalıdır.Türk Eczacıları Birliği olarak; söz konusu iddiaların yetkili merciiler
tarafından aydınlatılmasını bekliyoruz. Şayet doğruluk payı varsa bu
adımlardan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz.*TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ*Ecz. Onur Ferhat KARACANSamsun Eczacı OdasıYönetim Kurulu AdınaBaşkan
2020 yılında da devam edeceğini ve bu doğrultuda burun spreyi, ağrı kesici,
pomad ve benzeri kalemlerde toplamda 134 ilacın geri ödeme sisteminden
çıkarılacağı yönündeki iddiaları basına yansıdı. Ayrıca ikinci aşamada
ilaçlarda yüzde 15-20 bandında uygulanan iskonto tutarının yüzde 40
olacağı; üçüncü aşamada ise eşdeğer yerli ilaca verilen ek yüzde 10 destek
kaldırılacağı iddialar arasında yer alıyor.Tüm bu iddialar doğru ise ortada vatandaş adına, halk sağlığı adına sorunlu
bir tablonun ortaya çıkacağı aşikârdır. Türk Eczacıları Birliği olarak
kurulduğumuz günden bu yana hak temelli bir bakış açısını benimsiyoruz.
Sağlığa erişimi; eşit, adil, uygun maliyetli olmasını her daim savunuyoruz.
Sağlık alanında eşitsizliğin giderilmesi, toplumun doğru yönlendirilmesi,
akılcı ilaç kullanımını sağlayan politikaların geliştirilmesini ve sağlık
sistemlerinin erişilebilir olmasını savunuyoruz.İlaç harcamaları 2005 yılında toplam tedavi harcamalarının %50’sini
oluştururken 2015 yılında bu tablo %30 bandına çekilmiştir. Vatandaşın
cebinden sağlığa ayırdığı miktar da yıllar içerisinde artmıştır. 2009’da
8,1 milyar TL iken, 2014 yılında 15 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2017 yılında
kişi başı sağlık harcaması, tüm sağlık harcamalarının % 17,1’ini
oluşturmuştur. Kişi başı sağlık harcaması, 2017 yılında 1.751 TL iken, 2018
yılında % 15,9 artarak 2,030 TL’ye yükselmiştir.Şayet bu iddialar doğrusu ise üzülerek ifade etmemiz gerekir ki: Bugün
gelinen noktada sosyal güvenliğin kapsamını geliştirmekten, herkese
ücretsiz sağlık hizmeti vermekten bahsedilen bir durumdan halkın ilaca
erişimini zorlaştıracak bir pozisyona gelindiğini söylemek mümkün
olacaktır. Zira veriler de bunu kanıtlar niteliktedir. Halkın sağlığa ve
ilaca erişimini zorlaştırmak yerine kolaylaştırmak gerekir. Ulaşılabilir
sağlık hizmeti için ilaçların geri ödeme kapsamından çıkarılması yerine
daha fazla ilaç kaleminin geri ödeme kapsamına alınması gerekir.Geçmişten bu yana yapılan bu tarz tasarruf girişimleri, SGK harcamalarını
aşağı çekmediği gibi aksine geri ödeme kapsamından çıkarılan ilaçların
fiyatlarının artmasına neden olmuş halkın ilaca erişimini zorlaştırmıştır.
Pek tabii devlet birçok alanda tasarruf yapabilir. Ancak sağlık alanındaki
tasarruflar sadece finansal kaygıyla yapılamaz, yapılmamalıdır. Bu
konularda atılacak adımlar; ülke gerçeklerine uygun, ilaca erişim
koşullarını gözeten, sağlık politikalarında sosyal anlayışı göz önünde
bulunduran perspektifte olmalıdır.Türk Eczacıları Birliği olarak; söz konusu iddiaların yetkili merciiler
tarafından aydınlatılmasını bekliyoruz. Şayet doğruluk payı varsa bu
adımlardan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz.*TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ*Ecz. Onur Ferhat KARACANSamsun Eczacı OdasıYönetim Kurulu AdınaBaşkan