Sağlık Sen Samsun Şube Başkanı İlyas Biçer
SALGINLA MÜCADELE EDERKEN HAYATLARINI KAYBEDEN SAĞLIK
ÇALIŞANLARI ŞEHİT SAYILMALIDIR!
Sağlık Sen Samsun Şube Başkanı İlyas Biçer, 1 Mayıs Emek ve
Dayanışma Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayımladı.
Biçer açıklamasında “Alın terinin, emeğin ve örgütlü mücadelenin
sembol günü olarak her yıl coşkuyla kutladığımız 1 Mayıs’a, bu sene,
ne yazık ki koranavirüsün gölgesi altında giriyoruz” diyerek şöyle
devam etti;
SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZ BU SÜREÇTE ADETA DESTAN YAZIYOR
Daha önceki yıllarda yaptığımız gibi demokrasilerin vazgeçilmezi
“örgütlü toplum”, “örgütlü sendika” diyerek, binlerce üyemizle
meydanları doldurup sorunlarımızı haykırarak dayanışmamızı
pekiştirmek isterdik.
Ne yazık ki Covit19 salgını bireysel yaşamı evlerle sınırlandırıp,
toplumsal yaşamı durma noktasına getirdiğinden, bu arzumuz
mümkün görünmemektedir.
Buna rağmen bir milyon yüz bin sağlık çalışanı, salgınla kora kor
mücadele edip daha fazla can kurtarmak, şifa dağıtmak amacıyla
gecelerini gündüzlerine katmaktadırlar.
Üstelik tüm bunları kendi canları pahasına yapmaktadırlar. Ailelerini,
yakınlarını, yuvalarını haftalarca görmedikleri veyahut uzaktan
bakıştıkları bile oluyor.
Binlerce sağlık çalışanına virüs bulaştı ve ne yazık ki aralarında
kaybettiklerimiz oldu. Vefat edenlere Allah’tan rahmet dilerken, hasta
olanların bir an önce şifa bulmasını temenni ediyoruz.
Milletimizin tamamının ittifak ettiği gibi, sağlık çalışanlarımız bu
süreçte adeta destan yazıyor. Göstermiş oldukları fedakarlıkların tarifi
mümkün değildir.
Bu zorlu süreci, sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarıyla elbette
atlatacağız. Milletimizin beklentisinin ve inancının bu yönde
olduğunun bilincindeyiz.
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ KRONİK SORUNLARI BİR AN ÖNCE
ÇÖZÜME KAVUŞMALIDIR
Bunun yan ısıra toplumumuzun genelinde sağlık çalışanları lehine
oluşan pozitif atmosferin de farkındayız. Temennimiz oluşan bu
atmosferde, sağlık çalışanlarının yaşamış oldukları kronik sorunların
da bir an önce çözüme kavuşmasıdır.
Nitekim süreç içeresinde bunun örneklerini gördük. Sağlık
çalışanlarına şiddet gösterenlerin cezalarında artışa gidilmesi, bunun
güzel bir örneğidir. Sıra şimdi bu yasanın tam manasıyla
uygulanmasına gelmiştir. Şifa dağıtılan sağlık kuruluşlarının şiddetle
anılması kadar kötü bir şey olamaz.
Sağlık çalışanlarının en önemli bir diğer kronik sorunu da döner
sermaye adaletsizliğidir. Yapılan son düzenleme sorunu ortadan
kaldırmak yerine, ne yazık ki daha da derinleştirmiştir. Bu sorunun
sağlık çalışanları üzerindeki olumsuz etkisi, koronavirüsle mücadele
sürecinde de etkisinden, adaletsizliğinden hız kesmedi. Sağlık
çalışanları için refah, adalet, hakkaniyet ve huzur dağıtması gereken
döner sermaye sistemi, mevcut haliyle tam tersini yapıyor, çalışma
barışını bozuyor. Adaletsizlik üzerine kurulu bu sistemden bir an önce
dönülmelidir.
Sağlık sistemindeki sözleşmeli istihdam türü ise çalışma barışını ve
huzurunu bozan bir başka önemli sorundur. Bu istihdam türünün ne
kadar hakkaniyetsiz olduğu salgınla mücadele sürecinde bir defa daha
görüldü. Bu şekilde istihdam edilen sağlık çalışanlarının hiçbiri,
salgınla mücadele ederken, bir an olsun sözleşmesine bakma gereği
duymadı, üzerine hangi görev düştüyse, canla başla çalıştı. Aynı
durum, hizmetli kadrosunda çalışan arkadaşlarımız için de geçerlidir.
Tüm bu arkadaşlarımız, hak ettikleri, kendilerini güvencede
görecekleri kadroya geçirilmelidirler.
SALGINLA MÜCADELE EDERKEN HAYATLARINI KAYBEDEN SAĞLIK
ÇALIŞANLARI ŞEHİT SAYILMALIDIR
Sağlık hizmetleri keyfilik üzerine yürütülecek bir alan olmadığından
icap nöbeti ücretleri mutlaka eksiksiz olarak ödenmelidir. Bazı
idareciler, ücretlerini ödemeden sağlık çalışanlarına zorla icap nöbeti
tutturuyor. Hizmetlerin kesintiye uğramaması noktasında sağlık
çalışanları icap nöbeti tutmaktan kaçınmıyorlar ancak bunun
mevzuatta öngörülen karşılığının da idarece esirgenmemesi
gerekiyor. Kaldı ki bu nöbetlerin karşılığını bazı sağlık çalışanları
alırken, bazıları alamıyor. Bu keyfiliğe son verilmelidir.
Salgınla mücadele ederken hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının
şehit sayılması ise yaşadığımız zamanın ve yürütülen mücadelenin
ruhuna uygun bir adım olacaktır. Çünkü sağlık çalışanları,
görünmeyen düşmana karşı verilen amansız mücadelenin en ön
saftaki yeri doldurulamaz neferleridir. Bu mücadele üzerinden
yüzyıllar geçse de unutulmayacak bir mücadeledir. Hayatlarını
kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması, bu mücadelenin
yaşanılan zamanın ötesine taşan anlamları olduğunu her daim
hatırlatacaktır.
Milletimizin ve ülkemizin güvencesi vefakar sağlık çalışanlarının sorun
ve beklentileri elbette bunlarla sınırlı değildir. Öncelik ve önem
arzeden saymış olduğumuz hususların karşılanıp çözüme
kavuşturulması, sağlık çalışanlarımızın yüzünü güldürürken,
üzerlerindeki yükün hafiflemesine yol açacaktır.
Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarımızın yüzü ne kadar çok gülerse,
üzerlerindeki yük ne kadar hafiflerse, ülkemizin ve milletimizin
yüzünün çok daha fazla güleceği inancındayız.
Bu vesileyle, çalışan, üreten, alın teri akıtan herkesin 1 Mayıs Emek ve
Dayanışma Günü’nü kutluyor, birliğimizin, beraberliğimizin,
kardeşliğimizin daim olmasını diliyoruz.