DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
SEN-BEN BİRER “DEPO”YUZ, ÇOĞUNLUK “ANTREPO”YUZ!..(“Şişmanlık/Obez” üstüne bir “tefekkür”): * “Biz insanı (Âdem’i) muhakkak ki çamurun özünden yarattık. (…) Bak ki, şekil verenlerin en güzele olan Allahü teâlânın şânı ne kadar yücedir.” (Kur’ân-ı Kerim; Mü’minûn Sûresi, âyet 12, 14)* “Cinleri ve insanları yalnız beni tanımaları, bana ibâdet etmeleri için yarattım.” (Kur’ân-ı Kerîm; Zâriyât Sûresi, âyet 56)* “İsrâf etmeyiniz! Allahü teâlâ, isrâf edenleri sevmez.” (Kur’ân-ı Kerim; A’râf Sûresi, âyet 31’den)* “Her istediğini yimek, isrâftandır.”, “İnsan kalbi, tarladaki ekin gibidir. Yemek, yağmur gibidir. Fazla su, ekini kuruttuğu gibi, fazla gıdâ kalbi öldürür.”, “Çok yiyeni, çok içeni Allahü teâlâ sevmez.”, “Ayakta içmeyiniz!”, “Bir kimse, yemek yidikten sonra; ‘Elhamdülillâhi (…)’ derse, geçmiş ve gelecek günâhlarından çoğu afv olunur.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)* “İnsanın yaratılmasından maksad, yağlı ve lezzetli yiyecekler, güzel nefis elbiseler, mal ve mülk toplamak, nîmetlenmek ile oyun ve eğlence değildir. Yaratılmasından maksâd, Allahü teâlâya karşı gönlü kırık, boynu bükük olmak ve yalvarmak içindir.” (İmâm-ı Rabbânî)* “İnsana ne ulaşırsa, cümlesi, takdîr-i ilâhî ve ezelî irâde (Allahü teâlânın takdîr ve irâdesi) iledir.” (M. Ma’sûm-i Fârûkî)* “
Şişmanlık: Şişmanların yüzde otuzu, şeker hastalarıdır. Ağırlığı, normal ağırlıktan yüzde ondan fazla olan kimseye şişman denir. Boydan yüzelli santimetre çıkarıp kalan dörde bölünür. Bölüm yüzden çıkarılır. Kalanın boydan farkı, tabiî ağırlığı gösterir. Kadının tabiî ağırlığı, erkekten birkaç kilogram azdır. Boza, şira gibi mayalanmış şeyleri içmemelidir. Yağ yapan maddeleri (şekerli, unlu şeyleri) yimemelidir. Tuzsuz yimelidir. Tuz, iştihâ açar. Diğer maddeleri az yiyebilir. Sıkı perhîz yapmamalıdır…”
(Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye-H. Hilmi Işık, İst. 2012, Hakîkat Kitâbevi, 123. Bsk., s. 669)
aygıdeğer Okuyucularımız!.. Son yılların, bilhassa “
Korona Dönemi”nin en bariz/seçkin özelliklerinden biri de, bilindiği üzere “
aşırı şişmanlık/obez olmak”tır. Ülkemiz insanı da bu hususta, dünyâ çapında yeni bir şöhrete(!) daha kavuşmuştur.Bu durum sağlıkçılarımız gibi bizi de bir hayli düşündürmüş ve aşağıda okuyacağınız mısraların yazılmasına sebebiyet vermiştir… Diyoruz ve dahi bu şiirimizle de
Sizleri şöylece bir başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…= = = (***) = = =
Sen-ben birer “depo”yuz, çoğunluk “antero”yuz; “Sahiller”de toplanmış ve “obezli silo”yuz!.. “Tahıl, bitki, yemiş”ler; türlü “gıda” demişler; “Sıcak, soğuk içecek”; habire yüklemişler!.. “Çeşit-çeşit besinler”, gece-gündüz “yesinler; “Fermuar”lar kapanmaz, nerde eski “resimler?..” “Düğme” açsan olmuyor, “kemer” belde kısaldı; “Diyet, perhiz” lâfları, boş söylenti/masaldı!.. Sen-ben birer “depo”yuz; sera, tarla “sebze”si; “Turfanda” bizim için, “tadımlık” her “nebze”si!.. “Kuruyemiş, eğlence”; “çerez” ağza atımlık; Eski “normal yürüyüş”, olmuştur “üç adımlık!..” Yiyen yermiş “keseden”, ter fışkırır “ense”den;Parmaklar “çelik” imiş, güc alırmış “pense”den!.. “Hamal” desem kızarsın, bir “dilekçe” yazarsın; Veyahut da “küser”sin, “dostluğu”muz bozarsın!.. “Yıllar yılı” taşınan; yağlar, kemikler, etler”;“Say-say” bitmez hastalık, onca “elem ve dertler!..” Hepsi “mezar” yolcusu; “sağcı, solcu” ve “bucu”;“Peygamber”in ölmüşse, elbet ölür “yuyucu!..” “Cellâtlar” da ölecek, hani-nerde “Kuyucu”;“Namâz” kabirde kalkan ve “Ramazân orucu!..” “Zekât” vermişsen eğer, malın “hayırlı” demek; “Hac”cı edâ etmişsen, “Lebbeyk!” sözü söylemek!.. “Sevâb”lar “katar-katar”, sanma “kabir”e kadar; “Hayırlı evlât, vakıf”, ömrü billâh hep akar!.. “Faydalanılan eser”, “ilmi taşıyan kervan”;“Çepeçevre” kuşatır, bırakmaz orda “uryân!..” “Depo mallar” topraktır, “rûhlar Nâim’e akar!..”;“Cemâl: Rabbim ihsânı”, “gözler hep O’na bakar!..” “Ölüm” dünyâda kaldı, hayât “ebedî Size; KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Rabbim nasip et Bize!..”