DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
“SEVDİĞİNE” BİR BAK, “ÂHİRETİN GÖR!..” (Bir “Hadîs”, bir “tefekkür”/3): * “El mer’ü mea men ehabbe! (Kişi; dünyâda kimi severse, âhirette de onunla beraber/onun yanında olacaktır!..)” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)* …namâzı terkettiler ve şehvetleri ardına düştüler. Bunlar da Cehennem’deki gayya’yı boylayacaklar! Ancak, tevbe edip îmâna gelen ve sâlih amel işleyenler müstesna! Çünkü bunlar, zerre kadar hakları yenmeyerek Cennet’e gireceklerdir.” (Kur’ân-ı Kerîm; Meryem Sûresi, âyet 59-60’dan)* “O gün haktır; o hâlde, dileyen Rabbına varacak bir yol edinsin!”, “…biz size, yakın bir azâbı ihtar ettik. O gün kişi, ellerinin ne hazırlayıp sunduğuna bakacak ve kâfir ise diyecek ki: ‘Âh, ne olurdu, keşke ben bir toprak olsaydım!’” (Kur’ân-ı Kerîm; Nebe Sûresi, âyet 39-40’dan) aygıdeğer Okuyucularımız!..A, B, C, D… kimi/kimleri sevdiğine iyi bak!.. Yarın da/
Mahşer Günü’nde, onunla/onlarla olacaksın mutlak!..
Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne demiş, neyi haber vermişse, olmuştur ve dahi olacak!.. Seven; sevdiği ile ya “
nûr” yahut da “
nâr” ehli olarak yerin alacak!..Diyoruz ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile
Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz.
= = = (***) = = =“Kişi sevdiği” ile, “olacağı o gün”de; “Pişmanlık” fayda vermez; “sona kalma, erken” dön!..Hele “yanlış insanı”, sevip de “öldüğün”de; Bir “çıkmaz sokak”tasın, “geriye dönülmez” yön!.. “Kişi sevdiği” ile, “ebed müddet” kalacak;: “Resûl: Ne demişse o, mutlak yerin bulacak”;“Rabbimiz sözü: Kur’ân”, “Kün!” deyince “olacak”;“Pişmanlık” fayda vermez; “sona kalma, erken” dön!.. “Kişi sevdiği” ile, ya “Cennet”te ya “Nâr”da; “Günâh” var, “tevbe” yoksa; “o gün”de hep “zarar”da; “Azâbı” erken başlar, gömüldüğü “mezar”da; “Pişmanlık” fayda vermez; “sona kalma, erken” dön!.. “Kişi sevdiği” ile, “Cennet ehli” olmuşsa; “Nefis”ten ve “şeytân”dan, “azm edip” kurtulmuşsa; “Sabrın sonu selâmet”, bundan “mahrûm” kalmışsa; “Pişmanlık” fayda vermez; “sona kalma, erken” dön!.. “Kişi sevdiği” ile, “Nâr’a yelken açmış”sa; “Müezzin: Gel!.. Gel!..” derken, onlar “5 kez kaçmış”sa; “Harâm-faiz” demeden, çalıp-çırpıp saçmış”sa;“Pişmanlık” fayda vermez; “sona kalma, erken” dön!.. KAYIKÇ’Ali “sevmek” hoş, “aşk” ile olmak “sarhoş”;“Mevlânâ-Yûnus” gibi, “kâh çağlayıp kâhı coş”; “Nefse tutsaklık” başka, “onun sonu daim boş!..”Her “çıkmaz sokak” aynı, “geriye dönülmez” yön; “Pişmanlık” fayda vermez; “sona kalma, erken” dön!..