DEREBAHÇELİ/ALİ KAYIKÇI
YİRMİ “9 YILI”, SİLDİ “44 GÜN!..” (“Karabağ Savaşı”nın 1. Yıldönümü): * “Allah yolunda şehîd olanlara ölü demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i Îmrân Sûresi, âyet 169-170)
* “Kim bir mü’mini meteammiden (kasten) öldürürse, artık onun cezası Cehennem’de ebedî kalmaktır; Allah ona gazab etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”, “Mallarını, canlarını fedâ ederek din düşmanları ile Allah rızâsı için cihâd eden Müslümanlar, oturup ibâdet edenlerden daha üstündür. Hepsine de, Cennet’i söz veriyorum.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nisâ Suresi, âyet, 93- 94)
* “…Allah’ın insanları birbiriyle önlemesi olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulup gitmişti.” (K.K.; Bakara, âyet 251’den)
* Mehmetçiğin günlük duâsı: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır dök, kalblerimize kuvvet ve sebat (dayanma gücü) ver ve kâfirler (hainler, bölücüler, mürtetler, ateistler, komünistler)e karşı bize yardım et, bizi muzaffer kıl/zafere kavuştur!”, “…Ey Rabbimiz! Bizleri bağışla ve bize acı! Sensin mevlâmız! Bizi, seni tanımayanlara karşı, zafere ulaştır! Kahrolsun kâfirler!” (Kur’ân-ı Kerîm; Bakara, âyet 250 ve 286’dan)
* “Hubb’ül vatan minel îmân”/Vatan sevgisi îmândandır.”, “
Allahü teâlâya îmândan sonra en faziletli ibâdet, vatan savunmasıdır.”, “Hendek Günü Mücâhîdler Resûlallah (sav)’e geldiler ve ‘Yâ Resûlallah! Yürekler ağza geldi, bugün için okuyabileceğimiz bir duâ var mı?’ diye sordular. ‘Evet var. Ey Allah’ım; bizi bütün korktuklarımızdan emîn kıl!’, ‘Ey Kitâbı (Kur’ân’ı Kerîmi) indiren, ey hesabı en çabuk gören, ey düşmanları hezimete uğratan Allah’ım! Sen şunları da hezimete uğrat, sars onları!’”, “El vahdetü rahmetün ve’l-fırkatü azabün (
Birlikte râhmet, ayrılıkta azâb vardır)”, “Allah yolunda cihâd eden kimselerin hâli, gündüzleri oruçlu olup, gecelerini ibâdetle geçiren, Allahü teâlânın âyetlerine itâat eden, namâz ve oruçtan dolayı hiçbir gevşeklik hissetmeyen kimsenin hâli gibidir ki, yine Allah yolunda cihâd eden üstündür.”, “Şehîd; ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, Kıyâmetin dehşeti, hesap-mîzân-sırât, onu rahatsız etmez, doğruca Cennet’e gider.”
, “Bütün ibâdetlere verilen sevâb, Allah yolunda gazâya verilen sevâba göre, deniz yanında bir damla su gibidir.”, “Denizde cihâd edenin karadakine üstünlüğü, on gazâ yapmak kadardır.”,
“Bir gâziye veya mücâhide yardım edeni, Cenâb-ı Hakk mahşerde (gölge olmayan günde) gölgelendirir.”, “Hassan bin Sabit’in beyitleri, düşmana ok ve kılıç darbesinden daha çok tesirlidir.”, “Ey Hassan! Sen müşriklerin yüz karalarını ortaya koydukça Cebrail seninledir. Ashabım silâhla harp ettiği gibi sen de dille harp et!..” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem
”) * “Cihâd: Allah yolunda O’nun ismini yüceltmek, İslâm dînini yaymak için; can, mal, söz, neşriyat ve diğer vâsıtalarla çalışmak, gayret göstermek, muhârebe etmek. Cihâd üç türlü yapılır: Birincisi beden ile yani her türlü harp vâsıtası ile yapmaktır. İkincisi, her türlü neşir, basın ve yayın vâsıtası ile İslâmiyet’i insanlara yaymak ve duyurmaktır. Bu cihâdı İslâm âlimleri yapar. Üçüncüsü ise, duâ ile yapılan cihâddır. Bütün Müslümanların bu cihâdı yapmaları farz-ı ayndır.”
(Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü, c. 1, s. 71
) * “Gazâ: Harp maksadıyla düşmana yönelmek, sefere çıkmak, gayr-i Müslimlerle çarpışmak. İnsanların İslâmiyet’i işitmeleri, Müslümanlıkla şereflenmeleri yahut Müslümanların; dînine, vatanına ve nâmusuna saldıran düşmanı def etmek için en gelişmiş silâhlardan istifâde ile can, mal ve her türlü propaganda ve neşir vâsıtasını kullanarak savaşmak. Gazâ Ordusu: Allahü teâlânın rızâsı için O’nun dînini yaymak, din, nâmus ve vatanlarını korumak için düşmanla savaşan Müslüman askerler” (A.g.e. c. 1, s. 141
) * “Yeryüzündeki 1,5 milyar Müslüman bir araya toplanmalı. Bakınız bu Siyonistler, kendi ülkelerini birleştiriyor, Avrupa Birliği’ni kuruyor. Bize gelince, Osmanlı’yı yıktığı yetmiyor, şimdi de Türkiye’yi parçalamak istiyorlar.” ( Prof. Dr. Necmettin Erbakan-TBMM, 1991) * “Açık açık söylüyorum, dışarıdan gelenler İslâm coğrafyasının petrolünü seviyorlar, altınlarını seviyorlar, elmaslarını seviyorlar, ucuz iş gücünü seviyorlar, çatışmalarını, kavgalarını, anlaşmazlıklarını seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar. Dışarıdan gelenler, yüzümüze dost gibi görünenler, bizim ölümüzü, bizim çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar...” (Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan-30. İSEDAK Açılış Toplantısı: İst. 27.11.2014) * “Vur pençe-i Ali’deki şemşir aşkına/Gülbangı, âsmânı tutan pir aşkına!..” (Y. Kemâl Beyatlı) * “Savaş dediğin söz değil/Bayrak dediğin bez değil/Vatan için bir kez değil/Bin ölmüşlüğümüz vardır.”
(Niyazi Y. Gençosmanoğlu) * “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü/Kız kardeşimin gelinliği, şehîdimin son örtüsü.” (Ârif Nihat Asya) * “Şiiri olmayan bir dâvânın, başarı şansı yoktur.”
(Suphi Saatçi-Kerkük Güldestesi)* “Kimi zaman ciltler dolusu kitabın yapamadığını bir şiir yapar.” (Namık Kemâl Zeybek-Eski Kültür Bakanı)* “Bu destan, kitaplara nakşedilecektir!..”
(Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan-Beştepe Külliyesi; Şehîd Yakınlarına ve Gâzilere Şeref Madalyası Töreni, 17.03.2016)
aygıdeğer Okuyucularımız!..Bilindiği üzere
“7 Kasım 1917” günü, “
Rusya’da Komünist İhtilâli”nin olduğu günün yıldönümü olmasının yanında “
8 Kasım 2020” günü de “
44 gün” süren
“Yukarı Karabağ Savaşı”nın 1’nci yıldönümüdür.Bu vesile ile birini “
lânetle” hâtırlarken bir diğerini de “
sevinçle” anıyor ve “
Azerbaycanlı Kardeşlerimiz”in bu günlerini can-ı gönülden kutluyor, ilâveten de kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile kendilerinden ve bütün “
Gâzilerimiz”den ölenlere ve bilcümle “
Şehîlerimiz”e de gâni gâni rahmetler diliyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…= = = (***) = = =
“Yirmi 9 Yıl”ı, sildi “44 gün”;“Karabağ Azer”in, “kopmaz parçası!..”“Ağdam”da, “Şuşa”da; bir yıldır düğün; “İlham Aliyev”in, “acı fırçası”;“Katil Paşinyan”a, binler tükürün!.. “Tükürün Zâlim”in, yüzsüz yüzüne; “Tükürün Minsk”in şu, kanlı gözüne; “Müslüman toprağı”, katmış özüne!..“Urusya”, Fransa”; “zulm” açıkçası; “ABD”nin kanma, çatal sözüne!.. “Yirmi 9 Yıl”ı, “sabırla” geçti; “Karabağ Sürgünü”, kahırla geçti; “İlham Aliyev” de, “Alpaslan” seçti!..“Gâzi Komutan”dır, O da “hakçası”;“Yukarı Karabağ”, “Bakü”ye geçti!.. “Mayınlı tarlalar”, “tahripli yollar”;“Körelmiş gözeler”, “kuru kanallar”;“Yakılmış ormanlar”, “kesilmiş dallar!..”Ne “para-pul” kalmış, “manat akçası”;“Yıkıldı petekler”, “savruldu ballar!..” “Yirmi 9 Yıl”ı, sabır ha sabır; “Azerî Gardaş’a”, kahır ha kahır; Ne bir ev-ocak var, ne de bir ahır!..Ne “para-pul” kalmış, “manat akçası”;Şu “yaşayan ölü”, “ölüden ağır!..” “+/Artı 44 Gün”de, “Türklük” şahlandı; “Gülmeyen karabahd”, o gün aklandı; “Şuşa” üzerinden “Erivan” andı!..“Gâzi Komutanlar” her bir “hakçası”;“Paşiyan’lar” o gün, yandı ha yandı!.. “Washington’lar”, “Paris”; yandı ha yandı;“Putin’ler: Soçi”de, “barış”a kandı; “İHA-SİHA”ları, “dünya”lar andı!..“Sabırlar” yoklandı, hep “salakçası”;Meğer “tevekkül”ü, “korkaklık” sandı!.. “Ankara-Bakü”müz, “kol-kola” artık; Bir kere girdik biz, “bu yola” artık; Bakmayız “ne sağa”, “ne sola” artık!..Şu “Komünizm” var ya, en “Solakçası”;Gayrı vermeyiz biz, “bir mola” artık!.. KAYIKÇ’Ali der ki, “Destan”a “destan”;“Arslanlar” önünde, Paşinyan “mestan”;“Bruksel’ler” şaşkın, “Berlin-Dresden!..”“Yonanistan” çıktı, en “Korkakçası”;“Karabağ Azer”in, “kopmaz parçası!..”